Cushman Wakefield Gayrimenkul Pazarı 2013 3. Çeyrek Ekonomiye Bakış

Cushman Wakefiled Gayrimenkul pazarını değerlendiriyor
Cushman Wakefield Gayrimenkul Pazarı 2013 3. Çeyrek Ekonomiye Bakış

YILIN İLK YARISINDA DAYANIKLI PERFORMANS
Nispeten daha durgun geçen 2012 yılının ardından, 2013 yılı ilk çeyreğinde kaydedilen %3,4’lük büyüme hızı karşısında, yılın ikinci çeyreğinde gerçekleşen %4’lük artış, 2013 yılı ilk

altı aylık döneminde sürpriz yarattı. Söz konusu büyümenin ana faktörleri olan yatırım ve özel tüketim harcamaları, Türkiye ekonomisinin temel zayıf noktası olmaya devam eden ve artan mevcut cari açığa da katkıda bulundu. 2013 yılının ortasında şartlar önemli ölçüde değişerek daha sıkı para politikaları benimsendi, ancak Türk Lirası’nda görülen değer kaybı nedeniyle artan enflasyon ve piyasalara olan güvenin azalmasıyla yılın ikinci yarısında büyümenin yavaşlaması öngörülüyor.

SIKI BÜTÇE POLİTİKASI

Cari bütçe açığını azaltmayı amaçlayan müdahale politikalarının (yılın ikinci çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hâsılanın %9,6’sı küçülme sağlayan) ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) parasal gevşeme politikasının yarattığı endişeler nedeniyle yaşanan sermaye çıkışının bir sonucu olarak daha sıkı mali politikalar benimsendi. FED’in parasal genişlemeyi sona erdirme planlarına yönelik duyurusuna Türkiye’nin tepkisi, ülkenin önemli bir sermaye ithalatçısı olarak ne denli hassas bir yapıya sahip olduğunu ortaya koydu. Bankalar arası 3 aylık faiz oranları Mayıs ile Eylül ayları arasında % 176 oranında artarken, aynı dönemde 10 yıllık hükümet tahvil getirileri ise %71 arttı. FED’in yapmış olduğu açıklamalardan geri adım atması ve Türkiye’nin dış ticaret açığındaki iyileşmeler, faiz oranlarını aşağı çekme konusunda büyük rol oynadı.

TÜKETİCİ HARCAMALARINDA GEÇİCİ AZALIŞ

İlk altı aylık dönemde tüketici harcamalarında yaşanan toparlanmadan sonra, Türk Lirası’nın zayıflaması ve yüksek faizlerden kaynaklanan kredi maliyetlerindeki artış nedeniyle artan enflasyona bağlı olarak tüketici harcamalarında daralma bekleniyor. Tüketimin daralması ülkenin yüksek cari açığının azalmasına yardımcı olması beklentisiyle olumlu karşılanmakta olup, öte yandan düşen enflasyon nedeniyle gelirlerin yükselmesi bunun geçici bir süreç olacağını gösteriyor. Sıkı mali uygulamalarının, ekonominin yavaşladığı yönündeki IMF’nin son zamanlarda yaptığı tavsiyeye rağmen devam etmesi muhtemeldir.

GENEL GÖRÜNÜM

İkinci altı aylık dönemde beklenen geçici gerilemenin ardından, 2014 yılı itibariyle koşulların iyileşeceği tahmin ediliyor. Zayıflayan Türk Lirası nedeniyle Türk ihracatçılarının giderek artan rekabet gücü ve dış ticaret talebinin toparlanmasıyla yatırımların teşvik edilmesi ve bunun sonucu dalga etkisiyle ücretlere yansımasıyla tüketime de doğru orantılı katkıda bulunması bekleniyor. Faiz oranlarının gelecek yıl düşmesi beklenirken, enflasyonun 2013 yılı sonuna kadar kademeli olarak azalması ve böylece tüketim harcamalarını teşvik edilmesi öngörülüyor. Ayrıca ihtiyaç olması halinde hala hükümetin ekonomiyi canlandırma araçları bulunuyor. Küresel sermaye akışının daha fazla bozulması, Türkiye’nin dış finansmanına yönelik güvenine ilişkin temel bir risk içeriyor.

http://www.cushmanwakefield.com.tr/tr-tr/research-and-insight/

 


Paylaş:

YAPI VE SEKTÖREL HABERLER