Prof Dr Gürsel Öngören "Kentsel Dönüşüm Kanunlarına Bakış"

Kentsel Dönüşüm
Prof Dr Gürsel Öngören "Kentsel Dönüşüm Kanunlarına Bakış"

ANAYASA MAHKEMESİNİN 27.02.2014 TARİHLİ 6306 SAYILI KANUNUN BAZI MADDELERİNİ İPTAL ETMESİNİN UYGULAMAYA YÖNELİK SONUÇLARI VE DEĞERLENDİRİLMESİ.
 
Anayasa Mahkemesi iptal ettiği hükümler; üç aşamada hükümlerini doğuracaktır. Birinci grup, bugünden itibaren uygulamadan kalkanlar yani sonucunu doğuranlar. Bu düzenlemeler şunlardır:
Madde 6 fıkra 10;... Bu davalarda (idare mahkemelerine açılan iptal davaları) yürütmenin durdurulmasına karar verilemez.
Madde 9; (1) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan planlar, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda ve imara ilişkin hükümler ihtiva eden özel kanunlar da dâhil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi değildir.
(2) Bu Kanun kapsamındaki alanlarda bu Kanunun öngördüğü uygulamaların zaruri kılması hâlinde, bu uygulamaların gerektirdiği iş ve işlemler hakkında;
a) 26/1/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun,
b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun,
c) Afete maruz bölgeye ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun,
ç) 28/12/1960 tarihli ve 189 sayılı Millî Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat İcrası ve Bu Bakanlıkça Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Salâhiyet Verilmesi Hakkında Kanunun,
d) 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununun,
e) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun,
f) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun,
g) 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun,
ğ) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun,
h) 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun,
ı) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun,
i) Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımından 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun,
bu Kanunun uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz. Ancak, bu Kanunun öngördüğü uygulamalar sırasında, bahsedilen kanunların amaçları ayrıca gözetilir. Uygulamalar için 6831 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri olduğu takdirde, başka yerlerde en az bu alanlar kadar alanın ağaçlandırılması, 3573 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri olduğu takdirde de, başka yerlerde en az bu alanlar kadar alanın zeytinlik alan hâline getirilmesi mecburidir.
 
Bu değişiklik sonucu artık riskli alan ve riskli yapı kararlarına karşı açılan davalarda İdare Mahkemeleri yürütmeyi durdurma kararları verebilecekler. Bugüne kadar idare mahkemelerinde açılan davalarda yürütmenin durdurulması talebinde bulunulamıyordu. Şimdi riskli yapı, riskli alan kararlarının iptali ve bu konuda yapılan bakanlık il müdürlüklerinin işlemlerinin iptali için idare mahkemelerinde açılan iptal davalarında, mahkemelerce yürütmenin durdurulması kararının verilmesi yasağı kaldırılmıştır.
Bu iptal kararından sonra, riskli yapılar için idare mahkemelerinde açılan; riskli yapının 60 gün içinde boşaltılması ve riskli yapının yıkılması hakkındaki kararı, değerleme ve 1/3 azınlık daire sahiplerinin hissesinin komşulara satılması kararlarının iptali için dava açıldığında, hakimler, yürütmenin durdurulması kararı vererek uygulamayı ve idari işlemleri durdurabilecekler.
Riskli alan kararlarının iptali için açılan davalarda artık davanın başında mahkeme, işlemi açıkça hukuka aykırı görüyorsa ve uygulanmasının geri dönülmez zararlara yol açacağını düşünüyorsa yürütmesini durdurarak buradaki durumu davanın sonuna kadar donduracaktır. Yine riskli alanda devlet tarafından yapılan uygulamalara karşı açılan davalarda mahkemeler riskli alanda yapılan tüm uygulamaları durdurabilen kararları davanın başında verebileceklerdir.
Anayasa Mahkemesinin bu kararları; kentsel dönüşümde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl müdürlüğü tarafından Fikirtepe'de yapılan uygulamaları da  ilgililerin dava açması halinde idare mahkemelerinin acilen durdurmasına neden olabilecektir.
 
Anayasa mahkemesinin kararı ile hemen uygulamaya giren bir başka konu; 6306 sayılı Kanuna, diğer kanunlarla çelişki halinde üstünlük sağlanması yönündeki hükümdür.  Kentsel dönüşüm kapsamında bakanlığın veya belediyelerin yaptığı yeni imar planı değişikliklerinin 3194 sayılı İmar kanunu ve diğer mevzuata aykırı olabileceğine izin veren 6306 sayılı Kanunun 9. maddesinin de Anayasa Mahkemesi tarafından iptali hemen devreye girmiştir. Bakanlık ve belediyelerce, kentsel Dönüşüm alanlarında parsel veya ada bazında plan değişiklikleri ile imar planlarının bütünlüğünün bozulmasına Anayasa Mahkemesi izin vermemiştir.
 
                Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hükümlerden ikinci grup kararlar ise ilgili kararın Resmi Gazetede yayını tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu kararlar şunlardır:
Madde 3 fıkra 4; Hazine dışındaki kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar, bu Kanunun amaçları çerçevesinde kullanılmak üzere maliki olan kamu idarelerinin görüşü alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılır veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir. Bu Kanuna göre uygulamada bulunulan alanlarda yer alan tescil dışı alanlar, tapuda Hazine adına tescil edildikten sonra Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılır veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir.
Madde 3 fıkra 7; Bu Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler de bu Kanun hükümlerine tabi olur.
Bu iptal kararı sonucu; riskli alanlardaki uygulamalarda, yeni yapılan bazı binaların kentsel dönüşüm kapsamına dahil edilmesinde sorun çıkacak ve kamulaştırma gibi bazı formüllerin devreye girmesine neden olacaktır.
Madde 6 fıkra 10; Bu Kanun uyarınca yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde belirtilen adreslere yapılan tebligat, muhataplarına yapılmış sayılır.
Bu iptal kararı ile tebligat işlemleri artık Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacaktır, bu ise tebligat işlemlerini geciktirecektir.
Madde 8 fıkra 1; Bu Kanun uyarınca kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, 4734 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen hâllere dayanan işlerden sayılır.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen aşağıdaki üçüncü grup maddeler de kararın Resmi Gazetede yayınlanmasından üç ay sonra devreye girecek ve sonuç doğurmaya başlayacaktır.
Madde 3 fıkra 1; ... Bakanlık veya İdare tarafından yapılan tespit işleminin masrafı ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine, masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir...
Madde 4 fıkra 1; Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi hâlinde TOKİ veya İdare, riskli alanlarda, riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında bu Kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilir.
Madde 5 fıkra 5; Bakanlık veya İdare tarafından yapılan yıktırmanın masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE İDARE MAHKEMELERİNDE AÇILAN İPTAL DAVALARI
31 Mayıs 2012’de yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (Kentsel Dönüşüm Kanunu), riskli alan, riskli yapı ve rezerv yapı alanı gibi yeni kavramları ortaya çıkarmış ve bu kavramlar idari yargılama konusu olmuştur. Bu uygulamalar bir idari işlem niteliğindedir. 6306 sayılı kanunda belirtildiği üzere, bu kanun uyarınca tesis edilen işlemlere karşı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) kapsamında dava açılabilecektir.
Bu yazımızda, bir idari dava türü olan, riskli yapı, riskli alan ve rezerv yapı alanı kararlarına karşı açılabilecek iptal davalarını inceleyeceğiz.
6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunun 3. maddesinde riskli yapı tespit yetkisinden bahsedilmiştir. Bu madde uyarınca yapı “riskli yapı” olarak tespit edildikten sonra bu durum ayni hak ve şahsi hak sahiplerine bir ‘risk tespit raporu’ sonucu ile bildirilmektedir. Raporun hak sahiplerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde rapora itiraz edebilirler.
Üst makama başvuru yolu, yani itiraz zorunlu değildir. Hak sahipleri, itiraz yolunu kullanmayıp, 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, risk tespitinin hak sahiplerine tebliğinden veya öğrenilmesinden itibaren 30 gün içerisinde İYUK madde 7 uyarınca bir iptal davası açabileceklerdir. Risk tespit raporlarına karşı açılacak iptal davasının açılacağı görevli ve yetkili mahkeme, riskli yapının bulunduğu yer yetki alanına tabi olan il idare mahkemesidir.
6306 sayılı Kanun uyarınca taşınmazları arsa haline gelen malikler eğer taşınmazın yeniden dönüştürülmesi hakkında üçte iki çoğunlukta karar alamazlarsa veya taşınmazı yeniden dönüştürmek istemezlerse idare bu taşınmaz hakkında acele kamulaştırma kararı alabilir. Kamulaştırma kararı da bir idari işlemdir. Bu idari işleme karşı da idari yargıda otuz (30) gün içinde iptal davası açılabilir.
Riskli yapılar konusunda açılacak iptal davalarına başka bir örnek de yıkım kararları ve riskli yapılarda yıkıma yönelik 60 günlük süre veren kararlardır. Bunlara da aynı şekilde dava açılabilir. Yine 2/3 çoğunluk kararına karşı çıktığı için 1/3 azınlık kat maliklerinin satılacak bağımsız bölümlerine ilişkin SPK kuruluşlarının yaptığı değer tespitleri ve il müdürlüğünün buna yönelik değer tespiti kararlarına karşı iptal davası açılabilir. Başka bir örnek ise,  Bakanlık İl Müdürlüklerince yapılacak 1/3 azınlık hak sahiplerinin dairelerinin satışı kararlarıdır. Azınlık daire sahiplerinin paylarının satışına yönelik idari işlemlere karşı da tebliğinden itibaren 30 gün içinde idari yargıda iptal davaları açılabilmektedir.
6306 sayılı Kanuna göre riskli alan; zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alandır. Riskli alan kararı Resmi Gazetede ilan edilir. Bakanlar Kurulunun aldığı riskli alan kararı bir idari işlemdir ve bu kararlara karşı Danıştay Kanunun 24. maddesi gereğince Danıştay’da iptal davası açılabilecektir. 30 günlük dava açma süresi riskli alan kararının Resmi Gazetede ilanı ile başlar.
Bunun yanı sıra riskli alanda yapılacak olan projeler hakkında Belediye, İl Özel İdaresi veya Bakanlığın yapmış olduğu diğer idari işlemlere karşı da iptal davası açılabilecektir. İptal davasını açma süresi ilan tarihinden itibaren 30 gündür.
Mevcut riskli yapıların başta deprem olmak üzere afetlere karşı dayanıklı hale getirilmesi, İdare açısından 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu ile birlikte bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu zorunluluk doğrultusunda gereken tedbirlerin alınmasına yönelik olarak, İdarenin elinde var olan seçeneklerden biri de, yeni rezerv yapı alanları tespit edilerek deprem bakımından risk taşıyan bölgeler de oturan bir kısım halkın buralara yerleştirilmesi ve eski oturulan bölgelerdeki can ve mal güvenliği üzerine oluşan risklerin bertaraf edilmesidir.
Rezerv yapı alanı kararı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınmaktadır. Bu karar genel düzenleyici işlemdir. Bu karara karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları Danıştay Kanunu madde 24 gereğince yine Danıştay’da görülür.
Rezerv yapı alanlarında kamu makamları ve ilgili idareler tarafından; hak sahiplerine yönelik birçok idari işlem yapılmaktadır. Bu işlemlere karşı da taşınmazın bulunduğu idare mahkemesinde iptal davaları açılabilir. Dava açma süresi 30 gündür ve bu süre rezerv yapı alan kararının Resmi Gazetede ilanı veya ilgililer hakkında yapılan birel işlemlerin tebliği ile başlayacaktır.
Anayasa Mahkemesinin 27.02.2014 tarihli kararı sonucu, İdare Mahkemelerinde kentsel dönüşüme ilişkin idari kararların iptali için açılan davalarda, mahkeme eğer idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğması durumu varsa ve işlem açıkça hukuka aykırı görünüyorsa, gerekirse davalı idarenin savunmasını bile almadan dava açıldığında yürütmenin durdurulması kararı verebilmektedir.
Kentsel dönüşümün ülkemiz için bir zorunluluk olduğunu tartışılmazdır. Zira deprem bölgesinde olmamız sebebiyle insanların sağlıklı yapılarda yaşamalarını sağlamak, çarpık kentleşmeyi önlemek, estetik ve düzenli bir kent yaşamı sunmak, sosyal donatılarla yaşam kalitesini yükseltmek idarenin birinci görevlerindendir. Yaşam kalitesini en üst seviyede tutmaya çalışan kentsel dönüşüm uygulamaları yapılırken; idarenin hukuka aykırı uygulamalarına maruz kalan vatandaşların haklarının en üst düzeyde korunması, hızlı bir yargılama ile hukuk dışı idari kararların ve uygulamaların iptal edilmesi de hukuk devletinin gereğidir.
Ayrıntılı bilgi için Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu: Riskli yapı, Riskli alan ve Rezerv yapı alanı kararları hakkında İdari Yargı Davaları (İptal davaları)


Paylaş:

YAPI VE SEKTÖREL HABERLER