Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen kredilere ilişkin açıklama yaptı

Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, "2014 yılında, kredilerde sektöre paralel yüzde 15-20 aralığında bir büyüme öngörüyoruz" dedi.
 Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen kredilere ilişkin açıklama yaptı

Bankacılık sektörünün ve Garanti Bankası'nın 2013 yılı gerçekleşmesi ile 2014 yılına ilişkin hedeflerini AA muhabirine değerlendiren Özen, banka olarak, holistik bir risk alım ve yönetim stratejileri olduğunu belirtti.

Bu çerçevede risk, getiri, sermaye ve likiditenin birbiriyle etkileşimini dikkate alan ve hepsini bir arada gözeten bir yaklaşımı benimsediklerini, dolayısıyla, kendileri için büyüme hedefinin tek başına bir değer ifade etmediğini dile getiren Özen, "Holistik strateji içerisinde diğer parametrelerle birlikte bir anlam kazanıyor. Bu bağlamda, bu yıl da sağlam sermaye yapımızı, güvenilir likidite tamponlarımızı ve sürdürülebilir karlılık performansımızı gözeterek ve koruyarak güçlü bir büyüme sağladık" dedi.

Eylül 2013 itibariyle kredilerinin, 2012 yıl sonundan bu yana sektöre paralel yüzde 23 artarak, 113 milyar lira seviyesine ulaştığı bilgisini veren Özen, bireysel kredilerde yüzde 28 büyüme oranıyla yaklaşık 70 baz puan pazar payı kazandıklarını kaydetti. 

Özen, KOBİ'lerin 2013 yılında da odaklarında olduklarını ifade ederek, yüzde 10 pazar payı ve 25,2 milyar kredi portföyleri ile KOBİ'lere destek olmayı sürdürdüklerini, KOBİ'lerin yanı sıra kurumsal-ticari firmalara verdikleri desteğin artarak devam ettiğini ve TL ticari kredilerde yüzde 31 büyüme oranıyla 42 baz puan pazar payı kazandıklarını belirtti.

Yıl sonunda toplam kredilerinin sektöre paralel yüzde 25-26 seviyesinde büyümesini beklediklerini aktaran Özen, "Fonlama tarafında mevduat tabanımızı ilk 9 aylık dönemde sektörün üzerinde yüzde 24 büyüttük. TL mevduatta 133 baz puan pazar payı kazandık. İlk 9 ay rakamlarına göre bankamızın karı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artarak 2,5 milyar liraya ulaştı. Şube yatırımlarımızı bu yıl da sürdürdük. Şu an 981 şube ile 81 ilimizde hizmet vermekteyiz ve yıl bitmeden de 1.000 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz. Çalışan sayımız nette 1.500 kişi arttı ve şu an 19 bine yakın çalışanımız ile hizmet veriyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Kendileri için kritik tanımlamayı "denge" şeklinde ortaya koyduklarını vurgulayan Özen, kredilerde her üç segmentte de (bireysel, KOBİ ve ticari) dengeli şekilde büyüdüklerini ve 2013 yılında özellikle öne çıktıkları sektörlerin ise KOBİ ve proje finansmanı olduğunu belirtti.

- "2014 yılında, kredilerde sektöre paralel yüzde 15-20 aralığında bir büyüme öngörüyoruz"

Garanti Bankası Genel Müdürü Özen, 2014 yılında kredilerde sektöre paralel yüzde 15-20 aralığında bir büyüme öngördüklerini belirterek, "Mevduat tabanımızı da kredi büyümesine yakın bir oranda büyütmeyi hedefliyoruz. Gelecek yıl sektörün karlılığının bu yıla kıyasla yüzde 10-20 arasında düşeceğini tahmin ediyoruz" dedi.

KOBİ kredilerinin 2014 yılında da öncelikli hedef sektörleri olmaya devam edeceğini belirten Özen, ayrıca yatırım projelerinde aktif rol almaya, dev projelere finansman sağlamaya ve 10. Kalkınma Planı'nda çizilen stratejiler çerçevesinde ihracat ve sanayi sektörüne olan ilgilerinin daha da artacağını kaydetti.

Garanti Bankası olarak 1.000 şubeye ulaşma hedeflerinin yıllar öncesinden kendilerine koydukları çok önemli bir hedef olduğunu aktaran Özen, 2013 yılında bu hedefe ulaşmanın ardından 2014 yılındaki önceliklerinin son yıllarda açtıkları şubelerin etkinliğini ve banka finansallarına olan katkısını daha da artırmak olacağını söyledi.

Özen, Garanti Bankası'nın bugün 19 bin kişilik çok büyük bir aile olduğunu belirterek, 2014 yılında da dinamik, uyum içerisinde çalışan ve güvenilir insan kaynaklarına yatırımlarını sürdüreceklerini kaydetti.

"2014 yılı tahvil-bono ihraçlarına ilişkin hedefleriniz nedir? Ne kadarlık bir borçlanma öngörüyorsunuz?" şeklindeki soruya Özen, "Bizim temel fonlama kaynağımız ve hedefimiz her zaman mevduat olagelmiştir. İstikrarlı fonlama anlamında mevduatın önemi tartışmasız. Ancak, fonlamanın çeşitlendirilmesi ve fonlamada bir risk birikiminden kaçınılması anlamında tahvil ve bono ihraçları önemli bir role sahip. Uygun fiyatlama ve uygun piyasa koşulları altında önümüzdeki alternatiflere bakarak karar veririz diye düşünüyorum" cevabını verdi.

BBVA Üst Yöneticisi (CEO) Angel Cano Fernandes'in daha önce yapmış olduğu 2-3 yıl içinde Garanti Bankası'nın kontrolünü alabilecekleri yönündeki açıklamaları ile ilgili bir gelişme olup olmadığına ilişkin de Özen, "Biz SPK düzenlemeleri uyarınca herhangi bir gelişme olması durumunda kamuoyunu bilgilendirmekle yükümlüyüz. Mevcut durum itibariyle bu konuda açıklama yapabileceğim herhangi bir gelişme bulunmuyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Daha önceki açıklamalarınızda katılım bankacılığı ile ilgilenebileceğinizi söylemiştiniz. Şu aşamada katılım bankacılığına ilginiz ne durumda? Gündeminizden çıktı mı?" sorusuna Özen, "Yasal çerçeve belli olmadığı için bu konuda bir görüş belirtmenin erken olduğunu düşünüyorum" şeklinde yanıt verdi.

- "Beklentim, sermaye akımlarının tekrar Türkiye'ye yönelmeye başlayacağı şeklinde"

2014 yılı Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini de paylaşan Özen, gelecek yıl Türkiye ekonomisi için muhtemel pozitif gelişmenin, iyileşme potansiyeli gösteren büyüme kompozisyonu olabileceğini söyledi. 

Nitekim, son açıklanan üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme verilerine göre özel sektör yatırımlarının büyümeye pozitif katkı sağlamaya başlaması ve dış talebin negatif katkısında düşüş kaydedilmesinin olumlu gelişmeler olduğunu aktaran Özen,  şunları ifade etti:

"Ekonomi yönetiminin cari açıkla mücadele kapsamında attığı adımların önümüzdeki dönemde daha makul özel tüketim artışına sebep olabileceğini düşündüğümüzde daha dengeli büyüyen bir iç talep kompozisyonu elde etmek mümkün olacak. Bununla birlikte, olumlu seyreden küresel aktivite ile 2014 yılında dış talepten pozitif katkı görmek de mümkün olabilir. Bu da, Türkiye ekonomisini hedeflenen dengeli büyüme kompozisyonuna yakınlaştırarak, cari işlemler açığının sürdürülebilir seviyelere inmesini sağlayacaktır. 

Gelecek yıl Türkiye ekonomisi için en önemli risk, sermaye akımlarının seyrindeki belirsizlik olabilir. Tasarruf açığı bizim en önemli sorunumuz olmaya devam ettiği sürece dış finansman bağımlılığımız kaçınılmaz bir sonuç. Bu nedenle ekonomik büyümenin önündeki en önemli risk, dışsal şoklara olan aşırı duyarlılığımız. Sermaye akımlarındaki olası bir bozulma ekonomik büyüme ve cari açığın finansmanı konusunda risk oluşturabilir. Ancak beklentim,  sermaye akımlarının tekrar Türkiye’ye yönelmeye başlayacağı şeklinde."

- "2014 yılı için yüzde 4 civarında bir büyüme öngörüyoruz"

Türkiye ekonomisinin bu yılı yüzde 4'lük bir büyüme ile kapatacağını tahmin ettiklerini aktaran Özen, özellikle üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisinin büyüme kompozisyonuna bakıldığında en yüksek katkının yine özel tüketimden gelmiş olsa da son 6 çeyrektir daralan özel sektör yatırımlarının büyümeye yeniden pozitif katkı yapmasının ve bununla birlikte kamunun büyümeye katkısının ikinci çeyrekten bu yana yavaşlıyor olmasının olumlu olduğunu belirtti. 

Özen, "Her ne kadar 2013 yılında küresel ekonomideki kırılganlıklar nedeniyle dış talep büyümeye negatif etki etse de 2014 yılında, Avro Bölgesi'nin resesyondan çıkması ve TL'nin rekabetçi gücünün artmasının katkısıyla ihracattaki artış eğilimi ile birlikte dış talebin 2014 büyümesini olumlu etkileyeceğini tahmin ediyoruz. Devam edeceğini düşündüğümüz özel sektör yatırımlarının katkısıyla 2014 yılı için yüzde 4 civarında bir büyüme öngörüyoruz" dedi.

2014 yılı dolar/TL tahmini ile ilgili olarak Özen, "Bana normal zamanlarda kur tahminim sorulduğunda, hep 'kurşun kalem'le yazdım diye rezerv düşerim. Böylesi bir global belirsizlik döneminde ise ne yazacak bir tahmin ne de sığınacak bir rezerv  bulabiliyorum" ifadelerini kullandı.     


Paylaş:

KONUT KREDİSİ