MÜSİAD Yeni Yönetim Kurulu’ndan Yeni Hedefler

“MÜSİAD 2013-2015 Yönetim Kurulu, Hedefler, Faaliyetler Tanıtım Toplantısı” MÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. 22. Olağan Genel Kurul sonrası oluşturulan Yeni Yönetim Kurulu’nun tanıtıldığı toplantıda MÜSİAD Genel Başkanı Nail OLPAK, gündeme dair açıklamalarda da bulundu.
MÜSİAD Yeni Yönetim Kurulu’ndan Yeni Hedefler

 

Türkiye, yatırım yapmaya, yeni istihdam sağlamaya devam ediyor.

Genel Başkan Nail OLPAK, toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin bu yeni durumda aldığı pozisyonu hesaba kattığımızda, küresel ekonomide gelişmiş ülkelerin kamu mali yapılarının sağlıksız bir hale geldiğini, borç stoklarının toplam GSYİH’ya oranının neredeyse 2. Dünya Savaşı seviyelerine yaklaştığını, daha da kötüsü, gerek iş dünyasının, gerekse tüketicinin duyduğu güvenin azaldığını görmekteyiz. Gelişmekte olan ekonomilerin büyüme hızı ise, nispeten yavaşlamakla birlikte, dünya ekonomisi içinden alınan pay ve üstlenilen rollerde pozitif bir değişim sürmektedir. Gücün tamamen Güney ve Doğu’ya kaydığını iddia etmiyoruz ama zenginlik ve refah paylaşımından Güney ve Doğu’nun da artık önemli bir pay almaya başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla birlikte, yalnızca refahtan alınan pay değil, yatırım yapılabilirliği ifade eden kredi derecelendirme pozisyonları da, hızlı bir değişim göstermektedir. Son 44 yılın en düşük enflasyon rakamlarını yakalayan, IMF’ye borcunu ödeyip, şimdi de borç verebilecek duruma gelen Türkiye, farklı bir konuma ulaşmıştır. Türkiye’yi yeni durumda aldığı pozisyonun adı, huzur, istikrar ve güvendir. Tüm dünya, biraz geç de olsa kredi derecelendirme kuruluşları dâhil, Türkiye’nin başarılarını takdirle karşılamaktadır. Bu noktada, bizim en önemli gücümüz, sağladığımız güven olacaktır. 

Zira, güven olmayınca gerek yerli, gerekse yabancı iş dünyasının yatırım yapma iştahı olmaz. Faizleri istediğiniz kadar aşağılara çekin, kimse harcama yapmak istemez. İşte bunun örneğini bugün Avrupa, Amerika, Japonya yaşıyor. Ancak Türkiye, yatırım yapmaya, yeni istihdam sağlamaya devam ediyor. Amerika’da, Avrupa’da istihdam rakamları düşerken, Türkiye’de artmaya devam ediyor. Zira, 2013’e, 2014’e hatta 2015’e güvenmeye devam ediyoruz.” dedi.

2013 Ekonomi Raporu Haziran’da

Genel Başkan Nail OLPAK konuşmasında “2013 Türkiye Ekonomisi Raporu”na da dikkat çekti. “Raporumuzun detaylarını, burada açıklamayacağım, ancak, yukarıda bahsettiğim genel durumun bir fotoğrafının yansıtılacağını söyleyebilirim. Ayrıca, bu rapor çerçevesinde, çok değerli stratejik yaklaşımların ortaya konulacağını ifade edebilirim.” diyen OLPAK, “Büyümemizi hangi yolla sağlayacağımız konusu önemli. Türkiye için bu yol, öncelikli ihracat olarak görünmektedir. İhracat odaklı büyüme için, ihracat odaklı üretim birbirinden ayrıştırılamaz. Bizim vurguladığımız hassas nokta, temelde yatırımlarımızı arttırırken, gerçekleştirdiğimiz üretime bağlı olarak, ürünümüzü dünyanın her noktasına ihraç edebilmektir. Diğer bir ifade ile, tüm aşamalar ve süreçlerin, bir çarkın dişlileri gibi, birbirlerini destekliyor olmasıdır. İhracatımızda, ülke ve bölge kompozisyonu, bu yüzden ayrı bir öneme sahiptir. Bildiğiniz gibi, 2012 yılında %12,6 artarak 152 milyar $’a ulaşan ihracatımızda Avrupa’nın payı, %39’a kadar gerilemiştir. Oysa, Ortadoğu ve Afrika’ya yaptığımız ihracatın %37’lik bir paya yükseldiğini görüyoruz. Diğer bir ifadeyle, artık Avrupa’ya sattığımız kadar, Ortadoğu ve Afrika’ya da ihracat yapmaktayız. 03-06 Haziran 2013 tarihlerinde, Başbakanımız ve 8 Bakanımız ile birlikte, MÜSİAD organizasyonuyla, Fas-Cezayir ve Tunus’ta olacağız. 200 kişilik bir işadamı heyeti ile bu bölgede önemli iş bağlantıları gerçekleştireceğiz. Bununla yetinmeyerek, Kasım ayında Fas’ta, yaklaşık 3.500 iş insanın katılımı ile, IBF toplantımızı gerçekleştireceğiz. Gelenekselleşen Uluslararası İş Forumu (IBF) organizasyonlarımız, her zaman yeni iş ortaklıkları geliştirmenin kapılarını açmıştır. Bu fırsatı, iyi değerlendireceğiz.

Yurtdışında İş Yapan Bütün İşadamlarımıza Temsilciliklerimizin Kapısı Açık Olacak

Genel Başkan OLPAK, basın toplantısında MÜSİAD’ın Yurtdışı Teşkilatlanmasıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. “Washington DC, Pekin ve Brüksel'in yanı sıra, Ortadoğu ve Afrika yaklaşımımız kapsamında, Cidde'de de temsilciliğimizi açmış olup, bunu Addis Ababa ve Moskova'nın takip edeceğini ifade etmek isterim. Bunu, gerçekten oldukça önemli buluyoruz. Biliyorsunuz daha 5 sene öncesine kadar Afrika'da 12 tane büyükelçiliğimiz bulunmaktaydı. Bugün bu sayı 34’e çıktı. Ticaret ataşeliklerimizin sayısı 3’e - 4’e katlandı. Buralara gittiğimiz zaman, büyük teveccühle karşılanıyoruz. Önümüze yeni iş fırsatları açılıyor. Biz de MÜSİAD olarak, yeni temsilcilikler açarak, buralarda işadamlarımızın yeni açılımlar gerçekleştirmelerine destek veriyoruz. Hangi iş adamı oraya ihracat için gelmişse, ülkemiz adına ticaret yapmak istiyorsa, temsilciliklerimizin kapıları kendilerine daima açıktır.” dedi.

Yurtdışı Müteahhitlik ve Müşavirlik Hizmetleri Çalıştayı 13 Haziran’da

Dış ticaret boyutunda, iki önemli meseleyi daha, yeni dönemdeki çalışmalarla takip edeceklerini söyleyen OLPAK, “Eski, Serbest Bölge Sisteminin terk edilerek, 2010’dan beri üzerinde durduğumuz, Özel Ekonomik Bölgelere geçişin sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Buralarda; ticaret, lojistik, iletişim ve sanayinin, çok daha geniş bir perspektifte ele alındığı, Bürokrasinin azaltıldığı, Fikri mülkiyetlerden, eğitime kadar her türlü hizmet ve mal ticaretinin olduğu, yeni ekonomik alanlar oluşturulmalıdır. Bu bölgeleri, aynı zamanda sanayimizin Orta Düzey Teknolojiden, Yüksek Teknolojiye geçişi açısından da, önemli buluyoruz. Son olarak, rekabete dayalı ihracat, bizim 30 yıllık maceramızdır. Ancak, sıklıkla mal ihracatından bahsedilir. Şimdi, hizmetler ihracatımızı arttırmak yolunda neler yapmalıyız, bunları konuşmalıyız. Özellikle, yurtdışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetleri ihracımızı, kademeli olarak, 100 milyar dolarlara yükseltecek stratejiler gündemimizde olmalıdır. Yakın zamanda 13 Haziran’da MÜSİAD’ta, Sayın Bakanımız Zafer ÇAĞLAYAN’ın da katılımıyla, “Yurtdışı Müteahhitlik ve Müşavirlik Hizmetleri” çalıştayımızı gerçekleştireceğiz.” dedi.

MÜSİAD Alternatif Finansman Modellerini Destekliyor

Genel Başkan Nail OLPAK, “Alternatif finansman modelleri üzerinde de, çalışmalarımızı arttıracağız. Özellikle, bu yılın sonlarına doğru, bir paydaşı olarak gerçekleştireceğimiz, “Alternatif Finansman Modelleri”ne yönelik uluslararası konferansın, bu konuda Türkiye’ye önemli yaklaşımlar getireceğine inanıyoruz.” dedi.

MÜSİAD’ın Gelenekleri ve Değerleri Kurumsallaşma Çalışmalarıyla Öne Çıkarılacak

Genel Başkan Nail OLPAK, Yeni Dönemde de MÜSİAD Klasiği haline gelen etkinliklerinin devam edeceğini söyledi: “Geleneksel “Perşembe Toplantıları”yla alanlarında marka haline gelmiş olan “Ekonomi Basını Başarı Ödülleri” ve “BİLTRONİK” ödülleri devam edecek. MÜSİAD İtibar ve Algı Araştırması sonuçları, “MÜSİAD’ın Geleceği Çalıştayı” sonuçlarıyla birlikte “MÜSİAD Marka Mimarisi” çalışmasında değerlendirilecek. MÜSİAD’ın 22 yıllık değerini, kalitesini, birikimini yazılı bir kaynağa dönüştüreceğiz. Bunu bütün şubelerimizle paylaşacağız. Kısacası kurumsallaşmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin en değerli kurumlarından biri olan MÜSİAD’ın değerini ortaya koymaya devam edeceğiz. Bu değerin sembolü olacak bir Sosyal Sorumluluk Projesini de, en kısa zamanda sizinle paylaşacağız.”

MÜSİAD Genel Başkanı Nail OLPAK’ın konuşmasından satırbaşları:

“İşinsanı Akademisi”ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu akademi, sürekli eğitim modeline bağlı olarak, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu tecrübe paylaşımını, tek bir merkezden yürütmek üzere kurulacaktır.

 “Bölgesel İş Geliştirme” toplantılarını yaygınlaştıracağız.

“Girişimcilik Merkezi”mizde genç girişimcilerimize ücretsiz ofis, ücretsiz eğitim ve mentörlük hizmetleri sunuyoruz. Yeni girişimlerin yeşermesi için çok önemli bulduğumuz bu çalışmayı, yeni dönemde de iş dünyamızın hizmetine sunacağız. 

“Uluslararası Genç İşadamları Kongremizin” dördüncüsünü gerçekleştireceğiz. Gençlik Kurulumuzun gelenekselleşen bu organizasyonunda, 50 farklı ülkeden 1.000 genç girişimcinin ülkemize gelmesini hedefliyoruz.

“MÜSİAD-İstanbul Ticaret Üniversitesi İşbirliği Protokolü”yle hem çalışmalarımıza akademik destek sağlayacağız, hem de Uluslararası Ekonomi Kongresi, Ortak Ekonomik Araştırmalar, MÜSİAD MBA programı gibi çalışmaları birlikte yürüteceğiz.

Sektör Kurullarımız, sektörün etkin tüm paydaşlarının katıldığı, “Sektör Zirveleri” devam edecek.

SAMEKS Satın Alma Müdürleri Endeksi projemizle yaklaşık 600 üyemizden aylık derlenen veriler ile ekonomik gelişmeleri takip edebileceğimiz, akademik altyapısı güçlü bir endeks oluşturuyoruz. Şu an itibarıyla test çalışmalarımız devam etmektedir. Yakın bir zamanda MÜSİAD SAMEKS  Endeksimizi açıklamaya başlayacağız.

MÜSİAD Genel Başkanı Nail OLPAK’ın Konuşmasının Tam Metni

27 Nisan’da Sayın Başbakanımızın da katıldığı 22. Genel Kurulumuzun ardından, yeni faaliyet dönemimizde Yönetim Kurulu Üyesi ve Sektör Kurulu Başkanı olarak seçilen arkadaşlarımızla yaptığımız toplantılarda, hedeflerimizi ve bizi bu hedeflere ulaştıracak faaliyetleri bir plan dâhilinde belirledik.

Bu hedefleri ve faaliyet planımızı beş temel boyutta sizlerle paylaşmak isterim.

Birinci boyutta, dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve Türkiye’nin bu yeni durumda aldığı pozisyonu hesaba kattığımızda, küresel ekonomide gelişmiş ülkelerin kamu mali yapılarının sağlıksız bir hale geldiğini, borç stoklarının toplam GSYİH’ya oranının neredeyse 2. Dünya Savaşı seviyelerine yaklaştığını, daha da kötüsü, gerek iş dünyasının, gerekse tüketicinin duyduğu güvenin azaldığını görmekteyiz.

Gelişmekte olan ekonomilerin büyüme hızı ise, nispeten yavaşlamakla birlikte, dünya ekonomisi içinden alınan pay ve üstlenilen rollerde pozitif bir değişim sürmektedir. Gücün tamamen Güney ve Doğu’ya kaydığını iddia etmiyoruz ama zenginlik ve refah paylaşımından Güney ve Doğu’nun da artık önemli bir pay almaya başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla birlikte, yalnızca refahtan alınan pay değil, yatırım yapılabilirliği ifade eden kredi derecelendirme pozisyonları da, hızlı bir değişim göstermektedir.

Son 44 yılın en düşük enflasyon rakamlarını yakalayan, IMF’ye borcunu ödeyip, şimdi de borç verebilecek duruma gelen Türkiye, farklı bir konuma ulaşmıştır. Türkiye’yi yeni durumda aldığı pozisyonun adı, huzur, istikrar ve güvendir. Tüm dünya, biraz geç de olsa kredi derecelendirme kuruluşları dâhil, Türkiye’nin başarılarını takdirle karşılamaktadır. Bu noktada, bizim en önemli gücümüz, sağladığımız güven olacaktır. 

Zira, güven olmayınca gerek yerli, gerekse yabancı iş dünyasının yatırım yapma iştahı olmaz. Faizleri istediğiniz kadar aşağılara çekin, kimse harcama yapmak istemez. İşte bunun örneğini bugün Avrupa, Amerika, Japonya yaşıyor.

Ancak Türkiye, yatırım yapmaya, yeni istihdam sağlamaya devam ediyor. Amerika’da, Avrupa’da istihdam rakamları düşerken, Türkiye’de artmaya devam ediyor. Zira, 2013’e, 2014’e hatta 2015’e güvenmeye devam ediyoruz. Bu yılın ikinci yarısı itibarıyla ekonomimizin daha da canlanmaya devam ettiğini hep birlikte göreceğiz. Yaklaşık bir yılı aşan bir süreden sonra, ilk defa etkin bir şekilde artma eğilimi gösteren kapasite kullanım oranları bu hususta ciddi bir sinyaldir. Ayrıca, kredi genişlemesine bağlı olarak, yılın diğer yarısında, 2012 yılından başlayarak, gereğinden fazla soğuduğunu düşündüğümüz iç talebin, büyümeye dengeli katkı sağlayacağını öngörmekteyiz.

Tabi ki, burada iş dünyası olarak bize, önemli bir görev düştüğüne inanıyoruz. Eğitim, yargı, kamu yönetimi ve bunların paralelinde, sanayi alanında rekabet gücünü ve verimliliği daha da arttıracak yapısal reformları, gündemde tutmaya devam edeceğiz.

Haziran ayı içerisinde “2013 Türkiye Ekonomisi Raporu”muzu kamuoyuyla yine burada, sizin aracılığınızla paylaşacağız. Raporumuzun detaylarını, burada açıklamayacağım, ancak, yukarıda bahsettiğim genel durumun bir fotoğrafının yansıtılacağını söyleyebilirim. Ayrıca, bu rapor çerçevesinde, çok değerli stratejik yaklaşımların ortaya konulacağını ifade edebilirim. 

İkinci boyut, büyümemizi hangi yolla sağlayacağımız konusudur. Türkiye için bu yol, öncelikli ihracat olarak görünmektedir. İhracat odaklı büyüme için, ihracat odaklı üretim birbirinden ayrıştırılamaz. Bizim vurguladığımız hassas nokta, temelde yatırımlarımızı arttırırken, gerçekleştirdiğimiz üretime bağlı olarak, ürünümüzü dünyanın her noktasına ihraç edebilmektir. Diğer bir ifade ile, tüm aşamalar ve süreçlerin, bir çarkın dişlileri gibi, birbirlerini destekliyor olmasıdır.

İhracatımızda, ülke ve bölge kompozisyonu, bu yüzden ayrı bir öneme sahiptir. Bildiğiniz gibi, 2012 yılında %12,6 artarak 152 milyar $’a ulaşan ihracatımızda Avrupa’nın payı, %39’a kadar gerilemiştir. Oysa, Ortadoğu ve Afrika’ya yaptığımız ihracatın %37’lik bir paya yükseldiğini görüyoruz. Diğer bir ifadeyle, artık Avrupa’ya sattığımız kadar, Ortadoğu ve Afrika’ya da ihracat yapmaktayız.

03-06 Haziran 2013 tarihlerinde, Başbakanımız ve 8 Bakanımız ile birlikte, MÜSİAD organizasyonuyla, Fas-Cezayir ve Tunus’ta olacağız. 200 kişilik bir işadamı heyeti ile bu bölgede önemli iş bağlantıları gerçekleştireceğiz.

Bununla yetinmeyerek, Kasım ayında Fas’ta, yaklaşık 3.500 iş insanın katılımı ile, IBF toplantımızı gerçekleştireceğiz. Gelenekselleşen Uluslararası İş Forumu (IBF) organizasyonlarımız, her zaman yeni iş ortaklıkları geliştirmenin kapılarını açmıştır. Bu fırsatı, iyi değerlendireceğiz.

Washington DC, Pekin ve Brüksel'in yanı sıra, Ortadoğu ve Afrika yaklaşımımız kapsamında, Cidde'de de temsilciliğimizi açmış olup, bunu Addis Ababa ve Moskova'nın takip edeceğini ifade etmek isterim. Bunu, gerçekten oldukça önemli buluyoruz. Biliyorsunuz daha 5 sene öncesine kadar Afrika'da 12 tane büyükelçiliğimiz bulunmaktaydı. Bugün bu sayı 34’e çıktı. Ticaret ataşeliklerimizin sayısı 3’e - 4’e katlandı.

Buralara gittiğimiz zaman, büyük teveccühle karşılanıyoruz. Önümüze yeni iş fırsatları açılıyor. Biz de MÜSİAD olarak, yeni temsilcilikler açarak, buralarda işadamlarımızın yeni açılımlar gerçekleştirmelerine destek veriyoruz. Hangi iş adamı oraya ihracat için gelmişse, ülkemiz adına ticaret yapmak istiyorsa, temsilciliklerimizin kapıları kendilerine daima açıktır.

Dış ticaret boyutunda, iki önemli meseleyi daha, yeni dönemdeki çalışmalarımızda takip edeceğimizi belirtmek isterim. Bunlardan biri Özel Ekonomik Bölgelerdir. Eski, Serbest Bölge Sisteminin terk edilerek, 2010’dan beri üzerinde durduğumuz, Özel Ekonomik Bölgelere geçişin sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Buralarda; ticaret, lojistik, iletişim ve sanayinin, çok daha geniş bir perspektifte ele alındığı, Bürokrasinin azaltıldığı, Fikri mülkiyetlerden, eğitime kadar her türlü hizmet ve mal ticaretinin olduğu, yeni ekonomik alanlar oluşturulmalıdır. Bu bölgeleri, aynı zamanda sanayimizin Orta Düzey Teknolojiden, Yüksek Teknolojiye geçişi açısından da, önemli buluyoruz.

Son olarak, rekabete dayalı ihracat, bizim 30 yıllık maceramızdır. Ancak, sıklıkla mal ihracatından bahsedilir. Şimdi, hizmetler ihracatımızı arttırmak yolunda neler yapmalıyız, bunları konuşmalıyız. Özellikle, yurtdışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetleri ihracımızı, kademeli olarak, 100 milyar dolarlara yükseltecek stratejiler gündemimizde olmalıdır. Yakın zamanda 13 Haziran’da MÜSİAD’ta, Sayın Bakanımız Zafer ÇAĞLAYAN’ın da katılımıyla, “Yurtdışı Müteahhitlik ve Müşavirlik Hizmetleri” çalıştayımızı gerçekleştireceğiz. 

Üçüncü boyut, ülkemizin potansiyelini yansıtmadığını düşündüğümüz, yatırım ortamının daha da iyileştirilmesidir. Bu, gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı yatırımlar için geçerlidir. Burada, yatırımlar için öngördüğümüz temel parametre, yapısal ve teknolojik dönüşüme imkân verdiği gibi, cari açığımızı azaltmamıza yarayacak, stratejik yatırımların gerçekleştirilebilmesidir.

Teşviklerin, reel sektör tarafından etkin bir şekilde değerlendirilebilmesi, işte bu yüzden büyük önem arz etmektedir. Ülkemize yönelik uluslararası yatırımların, geçici fon akışları şeklinde değil de, doğrudan sermaye yatırımları şeklinde gerçekleşmesi, cari açığın düşürülmesi hedefimiz açısından elzemdir. Bu noktada, yatırımlar açısından, kümelenme ve stratejik ortaklıklar oluşturmak son derece önceliklidir.

Biz de 2013-2015 döneminde özellikle temsil ettiğimiz sektörlerde buna yönelik çalışmaları önceledik. Şimdi, ilk olarak, inşaat yapı malzemeleri alanında bir küme kuruyoruz ve yakın zamanda, kurduğumuz kümenin, önemli miktarlarda ihracat yapar hale gelmesine yönelik çalışmalarımızı hayata geçireceğiz.

Dikkate alınması gereken husus, Suriye’deki gelişmeler ile barış sürecinin lehimize olacak şekilde çözüme kavuşmasıdır. Bu bağlamda, Genel Kurulumuz sonrasındaki ilk Yönetim Kurulu ve Şube Başkanları toplantımızı, özellikle Batman’da gerçekleştirdiğimizi belirtmek isterim. MÜSİAD’ın, uzun yıllardır bu bölgede faaliyet gösterdiğini ve barış sürecinin gelişimine çok daha öncelerden destek verecek şekilde çalışmalar yaptığını siz de biliyorsunuz.

Dördüncü boyut, Finansman kalitesinin geliştirilmesidir. Yenilikçi fikirlere ve Ar-Ge'ye dayalı, katma değeri ve rekabet gücü yüksek, markalı ürün ve hizmetleri önceleyen yeni yatırımlar ve üretimlerin, yeterli düzeyde ve arzu edilen koşullarla finansmana erişmesi, uzunca bir süredir söylediğimiz bir diğer husustur.

Sadece teminata dayalı finansman modeliyle, arzu ettiğimiz seviyede yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi, mümkün gözükmemektedir. Makul bir teminat karşılığında, fizibilitesi ortaya konulmuş yenilikçi projeler de, ihtiyaç duyulan finansmana erişebilmelidir. Ayrıca, büyük ölçekli yatırımlarda, orta büyüklükteki işletmelerin de, alt taşeron olarak değil, iş ortağı olarak, projelere dahil edilmesini sağlayacak mekanizmalar, mutlaka kurulmalıdır.

MÜSİAD olarak, bu hedefin paralelinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalarımızı hızlandırmaktayız. Önceki yıllarda gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge ve İnovasyon çalıştaylarının sunduğu stratejiler temelinde, gerek bilim ve teknoloji komisyonumuz, gerekse iş geliştirme, proje ve destekler çalışma grubumuz vasıtasıyla, yeni teknolojilere sunduğumuz destekler artarak devam edecektir.

Yatırımlarımızı etkileyebilecek önemli unsurlardan biri, tasarruf oranlarının düşük seviyelerde olmasıdır. Buna yönelik, yakın zamanda devreye alınan Bireysel Emeklilik uygulamaları ile tasarrufu teşvik eden diğer politikaların, “sert inişlere” sebebiyet vermeyecek düzeyde arttırılmasını istiyoruz.

Bu bağlamda, alternatif finansman modelleri üzerinde de, çalışmalarımızı arttıracağız. Özellikle, bu yılın sonlarına doğru, bir paydaşı olarak gerçekleştireceğimiz, “Alternatif Finansman Modelleri”ne yönelik uluslararası konferansın, bu konuda Türkiye’ye önemli yaklaşımlar getireceğine inanıyoruz.    

Hedef ve faaliyet planımızın beşinci boyutu, organizasyon yapımızdaki genişlemeyi sürdürmektir. Burada, yurtiçindeki temsilimizi 81 noktaya ulaştırmamızın yanı sıra, yurtdışında da, irtibat sayımızı 200’e çıkararak, temsil kabiliyetimizi genişletmek, hedeflerimiz arasındadır. 

Bazı çalışma önceliklerimizden bahsetmek isterim.

Birinci olarak, “İşinsanı Akademisi”ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu akademi, sürekli eğitim modeline bağlı olarak, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu tecrübe paylaşımını, tek bir merkezden yürütmek üzere kurulacaktır.  

İkinci öncelikli çalışma alanımız, “Bölgesel İş Geliştirme” toplantılarının daha da yaygınlaştırılmasıdır. Gerçekten, özellikle Anadolu’da iş dünyasının en temel ihtiyaçlarından biri, ticaret kanallarının açık tutulmasıdır. Geçen yıl başlattığımız bu uygulama, büyük bir teveccüh gördü. Yeni dönemde de, altı teşvik bölgesini esas alarak çalışmalarımızın dozajını arttıracağız. 

Üçüncü olarak, geçen yıl kurduğumuz “Girişimcilik Merkezi”mizde yaptığımız çalışmalar bulunmaktadır. Burada, genç girişimcilerimize ücretsiz ofis, ücretsiz eğitim ve mentörlük hizmetleri sunuyoruz. Yeni girişimlerin yeşermesi için çok önemli bulduğumuz bu çalışmayı, yeni dönemde de iş dünyamızın hizmetine sunacağız. 

Dördüncü olarak, bu sene Aralık ayı içerisinde, “Uluslararası Genç İşadamları Kongremizin” dördüncüsünü gerçekleştireceğiz. Gençlik Kurulumuzun gelenekselleşen bu organizasyonunda, 50 farklı ülkeden 1.000 genç girişimcinin ülkemize gelmesini hedefliyoruz.

Beşinci olarak, oldukça önemli gördüğümüz “sanayi-üniversite işbirliği”ni somut bir şekle büründürdüğümüz ve sayın Rektörümüzle yarın imzalayacağımız, “MÜSİAD-İstanbul Ticaret Üniversitesi İşbirliği Protokolü”nden bahsetmek isterim. Bu protokolle, hem çalışmalarımıza akademik destek sağlayacağız, hem de Uluslararası Rkonomi Kongresi, Ortak Ekonomik Araştırmalar, MÜSİAD MBA programı gibi çalışmaları birlikte yürüteceğiz.

Altıncı olarak, Sektör Kurullarımız, sektörün etkin tüm paydaşlarının katıldığı, “Sektör Zirvelerini” gerçekleştirecektir.

Yedinci olarak, özellikle Anadolu’daki üyelerimizin uluslararası ticaret kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla, o şubemizin istediği sektörden ve istediği ülkelerden “nokta atış-alım heyetleri” getireceğiz. Burada, ilgili şubelerimizin karşılaştırılabilir üstünlüğü olan sektörleri, ön plana çıkarılacaktır.

Sekizinci olarak, büyük önem verdiğimiz SAMEKS Satın Alma Müdürleri Endeksi projemiz var. Burada, yaklaşık 600 üyemizden aylık derlenen veriler ile ekonomik gelişmeleri takip edebileceğimiz, akademik altyapısı güçlü bir endeks oluşturuyoruz. Şu an itibarıyla test çalışmalarımız devam etmektedir. Yakın bir zamanda MÜSİAD SAMEKS  Endeksimizi açıklamaya başlayacağız.

Dokuzuncu olarak, geleneksel Perşembe Toplantıları bulunmaktadır. Yeni dönemde, “dış ticaret”, “kamu ihaleleri”, “fikri mülkiyet” “özelleştirme”, “sosyal güvenlik” vb. konularda toplantılarımızı gerçekleştireceğiz. 

Onuncu olarak, araştırmalar ve yayın faaliyetlerimiz kapsamında “dış politika”, “afro-eurasian studies”, “eşitsizlik raporu” gibi ses getirecek yayınlarımız olacaktır. Bununla birlikte, alanlarında marka haline gelmiş olan Ekonomi Basını Başarı Ödülleri ve BİLTRONİK ödülleri de yeni sahiplerini bulmaya devam edecek.

Ve son olarak, kurumsallaşmaya alanında kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. MÜSİAD İtibar ve Algı Araştırmasını tamamladık. Geçtiğimiz Mart ayında 100 MÜSİAD’lı kanaat önderiyle “MÜSİAD’ın Geleceği Çalıştay”ı yaptık. İtibar ve Algı Araştırması ile, Çalıştay sonuçlarını bir araya getirdik. Türkiye’nin alanında söz sahibi profesyonelleriyle yeni bir projeyi hayata geçiriyoruz. MÜSİAD Marka Mimarisi’ni yeniden kuruyoruz. MÜSİAD’ın 22 yıllık değerini, kalitesini, birikimini yazılı bir kaynağa dönüştüreceğiz. Bunu bütün şubelerimizle paylaşacağız. Kısacası kurumsallaşmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin en değerli kurumlarından biri olan MÜSİAD’ın değerini ortaya koymaya devam edeceğiz. Bu değerin sembolü olacak bir Sosyal Sorumluluk Projesini de, en kısa zamanda sizinle paylaşacağız.

Adlarını ve MÜSİAD Yönetimine katkı sunacakları alanları sadece başlıklarıyla sıraladığım bu çok değerli heyet ve birlikte çalıştığımız Sektör Kurulu Başkanlarımız, senelerdir olduğu gibi bundan sonra da Türkiye’nin kalkınması için, Türk iş dünyasının zenginleşmesi ve bu zenginliği vatandaşlarıyla ve komşularıyla paylaşması için elinden geleni yapacaktır. Bu değerli kadroyla birlikte çalışmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek isterim.

Yeni Yönetim Kurulumuzun ve hedeflerimizin, başta ülkemiz olmak üzere, iş dünyamız ve MÜSİAD için hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Nail OLPAK

Genel BaşkanTürkiye, yatırım yapmaya, yeni istihdam sağlamaya devam ediyor.

Genel Başkan Nail OLPAK, toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin bu yeni durumda aldığı pozisyonu hesaba kattığımızda, küresel ekonomide gelişmiş ülkelerin kamu mali yapılarının sağlıksız bir hale geldiğini, borç stoklarının toplam GSYİH’ya oranının neredeyse 2. Dünya Savaşı seviyelerine yaklaştığını, daha da kötüsü, gerek iş dünyasının, gerekse tüketicinin duyduğu güvenin azaldığını görmekteyiz. Gelişmekte olan ekonomilerin büyüme hızı ise, nispeten yavaşlamakla birlikte, dünya ekonomisi içinden alınan pay ve üstlenilen rollerde pozitif bir değişim sürmektedir. Gücün tamamen Güney ve Doğu’ya kaydığını iddia etmiyoruz ama zenginlik ve refah paylaşımından Güney ve Doğu’nun da artık önemli bir pay almaya başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla birlikte, yalnızca refahtan alınan pay değil, yatırım yapılabilirliği ifade eden kredi derecelendirme pozisyonları da, hızlı bir değişim göstermektedir. Son 44 yılın en düşük enflasyon rakamlarını yakalayan, IMF’ye borcunu ödeyip, şimdi de borç verebilecek duruma gelen Türkiye, farklı bir konuma ulaşmıştır. Türkiye’yi yeni durumda aldığı pozisyonun adı, huzur, istikrar ve güvendir. Tüm dünya, biraz geç de olsa kredi derecelendirme kuruluşları dâhil, Türkiye’nin başarılarını takdirle karşılamaktadır. Bu noktada, bizim en önemli gücümüz, sağladığımız güven olacaktır. 

Zira, güven olmayınca gerek yerli, gerekse yabancı iş dünyasının yatırım yapma iştahı olmaz. Faizleri istediğiniz kadar aşağılara çekin, kimse harcama yapmak istemez. İşte bunun örneğini bugün Avrupa, Amerika, Japonya yaşıyor. Ancak Türkiye, yatırım yapmaya, yeni istihdam sağlamaya devam ediyor. Amerika’da, Avrupa’da istihdam rakamları düşerken, Türkiye’de artmaya devam ediyor. Zira, 2013’e, 2014’e hatta 2015’e güvenmeye devam ediyoruz.” dedi.

2013 Ekonomi Raporu Haziran’da

Genel Başkan Nail OLPAK konuşmasında “2013 Türkiye Ekonomisi Raporu”na da dikkat çekti. “Raporumuzun detaylarını, burada açıklamayacağım, ancak, yukarıda bahsettiğim genel durumun bir fotoğrafının yansıtılacağını söyleyebilirim. Ayrıca, bu rapor çerçevesinde, çok değerli stratejik yaklaşımların ortaya konulacağını ifade edebilirim.” diyen OLPAK, “Büyümemizi hangi yolla sağlayacağımız konusu önemli. Türkiye için bu yol, öncelikli ihracat olarak görünmektedir. İhracat odaklı büyüme için, ihracat odaklı üretim birbirinden ayrıştırılamaz. Bizim vurguladığımız hassas nokta, temelde yatırımlarımızı arttırırken, gerçekleştirdiğimiz üretime bağlı olarak, ürünümüzü dünyanın her noktasına ihraç edebilmektir. Diğer bir ifade ile, tüm aşamalar ve süreçlerin, bir çarkın dişlileri gibi, birbirlerini destekliyor olmasıdır. İhracatımızda, ülke ve bölge kompozisyonu, bu yüzden ayrı bir öneme sahiptir. Bildiğiniz gibi, 2012 yılında %12,6 artarak 152 milyar $’a ulaşan ihracatımızda Avrupa’nın payı, %39’a kadar gerilemiştir. Oysa, Ortadoğu ve Afrika’ya yaptığımız ihracatın %37’lik bir paya yükseldiğini görüyoruz. Diğer bir ifadeyle, artık Avrupa’ya sattığımız kadar, Ortadoğu ve Afrika’ya da ihracat yapmaktayız. 03-06 Haziran 2013 tarihlerinde, Başbakanımız ve 8 Bakanımız ile birlikte, MÜSİAD organizasyonuyla, Fas-Cezayir ve Tunus’ta olacağız. 200 kişilik bir işadamı heyeti ile bu bölgede önemli iş bağlantıları gerçekleştireceğiz. Bununla yetinmeyerek, Kasım ayında Fas’ta, yaklaşık 3.500 iş insanın katılımı ile, IBF toplantımızı gerçekleştireceğiz. Gelenekselleşen Uluslararası İş Forumu (IBF) organizasyonlarımız, her zaman yeni iş ortaklıkları geliştirmenin kapılarını açmıştır. Bu fırsatı, iyi değerlendireceğiz.

Yurtdışında İş Yapan Bütün İşadamlarımıza Temsilciliklerimizin Kapısı Açık Olacak

Genel Başkan OLPAK, basın toplantısında MÜSİAD’ın Yurtdışı Teşkilatlanmasıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. “Washington DC, Pekin ve Brüksel'in yanı sıra, Ortadoğu ve Afrika yaklaşımımız kapsamında, Cidde'de de temsilciliğimizi açmış olup, bunu Addis Ababa ve Moskova'nın takip edeceğini ifade etmek isterim. Bunu, gerçekten oldukça önemli buluyoruz. Biliyorsunuz daha 5 sene öncesine kadar Afrika'da 12 tane büyükelçiliğimiz bulunmaktaydı. Bugün bu sayı 34’e çıktı. Ticaret ataşeliklerimizin sayısı 3’e - 4’e katlandı. Buralara gittiğimiz zaman, büyük teveccühle karşılanıyoruz. Önümüze yeni iş fırsatları açılıyor. Biz de MÜSİAD olarak, yeni temsilcilikler açarak, buralarda işadamlarımızın yeni açılımlar gerçekleştirmelerine destek veriyoruz. Hangi iş adamı oraya ihracat için gelmişse, ülkemiz adına ticaret yapmak istiyorsa, temsilciliklerimizin kapıları kendilerine daima açıktır.” dedi.

Yurtdışı Müteahhitlik ve Müşavirlik Hizmetleri Çalıştayı 13 Haziran’da

Dış ticaret boyutunda, iki önemli meseleyi daha, yeni dönemdeki çalışmalarla takip edeceklerini söyleyen OLPAK, “Eski, Serbest Bölge Sisteminin terk edilerek, 2010’dan beri üzerinde durduğumuz, Özel Ekonomik Bölgelere geçişin sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Buralarda; ticaret, lojistik, iletişim ve sanayinin, çok daha geniş bir perspektifte ele alındığı, Bürokrasinin azaltıldığı, Fikri mülkiyetlerden, eğitime kadar her türlü hizmet ve mal ticaretinin olduğu, yeni ekonomik alanlar oluşturulmalıdır. Bu bölgeleri, aynı zamanda sanayimizin Orta Düzey Teknolojiden, Yüksek Teknolojiye geçişi açısından da, önemli buluyoruz. Son olarak, rekabete dayalı ihracat, bizim 30 yıllık maceramızdır. Ancak, sıklıkla mal ihracatından bahsedilir. Şimdi, hizmetler ihracatımızı arttırmak yolunda neler yapmalıyız, bunları konuşmalıyız. Özellikle, yurtdışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetleri ihracımızı, kademeli olarak, 100 milyar dolarlara yükseltecek stratejiler gündemimizde olmalıdır. Yakın zamanda 13 Haziran’da MÜSİAD’ta, Sayın Bakanımız Zafer ÇAĞLAYAN’ın da katılımıyla, “Yurtdışı Müteahhitlik ve Müşavirlik Hizmetleri” çalıştayımızı gerçekleştireceğiz.” dedi.

MÜSİAD Alternatif Finansman Modellerini Destekliyor

Genel Başkan Nail OLPAK, “Alternatif finansman modelleri üzerinde de, çalışmalarımızı arttıracağız. Özellikle, bu yılın sonlarına doğru, bir paydaşı olarak gerçekleştireceğimiz, “Alternatif Finansman Modelleri”ne yönelik uluslararası konferansın, bu konuda Türkiye’ye önemli yaklaşımlar getireceğine inanıyoruz.” dedi.

MÜSİAD’ın Gelenekleri ve Değerleri Kurumsallaşma Çalışmalarıyla Öne Çıkarılacak

Genel Başkan Nail OLPAK, Yeni Dönemde de MÜSİAD Klasiği haline gelen etkinliklerinin devam edeceğini söyledi: “Geleneksel “Perşembe Toplantıları”yla alanlarında marka haline gelmiş olan “Ekonomi Basını Başarı Ödülleri” ve “BİLTRONİK” ödülleri devam edecek. MÜSİAD İtibar ve Algı Araştırması sonuçları, “MÜSİAD’ın Geleceği Çalıştayı” sonuçlarıyla birlikte “MÜSİAD Marka Mimarisi” çalışmasında değerlendirilecek. MÜSİAD’ın 22 yıllık değerini, kalitesini, birikimini yazılı bir kaynağa dönüştüreceğiz. Bunu bütün şubelerimizle paylaşacağız. Kısacası kurumsallaşmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin en değerli kurumlarından biri olan MÜSİAD’ın değerini ortaya koymaya devam edeceğiz. Bu değerin sembolü olacak bir Sosyal Sorumluluk Projesini de, en kısa zamanda sizinle paylaşacağız.”

MÜSİAD Genel Başkanı Nail OLPAK’ın konuşmasından satırbaşları:

“İşinsanı Akademisi”ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu akademi, sürekli eğitim modeline bağlı olarak, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu tecrübe paylaşımını, tek bir merkezden yürütmek üzere kurulacaktır.

“Bölgesel İş Geliştirme” toplantılarını yaygınlaştıracağız.

“Girişimcilik Merkezi”mizde genç girişimcilerimize ücretsiz ofis, ücretsiz eğitim ve mentörlük hizmetleri sunuyoruz. Yeni girişimlerin yeşermesi için çok önemli bulduğumuz bu çalışmayı, yeni dönemde de iş dünyamızın hizmetine sunacağız. 

“Uluslararası Genç İşadamları Kongremizin” dördüncüsünü gerçekleştireceğiz. Gençlik Kurulumuzun gelenekselleşen bu organizasyonunda, 50 farklı ülkeden 1.000 genç girişimcinin ülkemize gelmesini hedefliyoruz.

“MÜSİAD-İstanbul Ticaret Üniversitesi İşbirliği Protokolü”yle hem çalışmalarımıza akademik destek sağlayacağız, hem de Uluslararası Ekonomi Kongresi, Ortak Ekonomik Araştırmalar, MÜSİAD MBA programı gibi çalışmaları birlikte yürüteceğiz.

Sektör Kurullarımız, sektörün etkin tüm paydaşlarının katıldığı, “Sektör Zirveleri” devam edecek.

SAMEKS Satın Alma Müdürleri Endeksi projemizle yaklaşık 600 üyemizden aylık derlenen veriler ile ekonomik gelişmeleri takip edebileceğimiz, akademik altyapısı güçlü bir endeks oluşturuyoruz. Şu an itibarıyla test çalışmalarımız devam etmektedir. Yakın bir zamanda MÜSİAD SAMEKS  Endeksimizi açıklamaya başlayacağız

MÜSİAD Genel Başkanı Nail OLPAK’ın Konuşmasının Tam Metni

27 Nisan’da Sayın Başbakanımızın da katıldığı 22. Genel Kurulumuzun ardından, yeni faaliyet dönemimizde Yönetim Kurulu Üyesi ve Sektör Kurulu Başkanı olarak seçilen arkadaşlarımızla yaptığımız toplantılarda, hedeflerimizi ve bizi bu hedeflere ulaştıracak faaliyetleri bir plan dâhilinde belirledik.

Bu hedefleri ve faaliyet planımızı beş temel boyutta sizlerle paylaşmak isterim.

Birinci boyutta, dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve Türkiye’nin bu yeni durumda aldığı pozisyonu hesaba kattığımızda, küresel ekonomide gelişmiş ülkelerin kamu mali yapılarının sağlıksız bir hale geldiğini, borç stoklarının toplam GSYİH’ya oranının neredeyse 2. Dünya Savaşı seviyelerine yaklaştığını, daha da kötüsü, gerek iş dünyasının, gerekse tüketicinin duyduğu güvenin azaldığını görmekteyiz.

Gelişmekte olan ekonomilerin büyüme hızı ise, nispeten yavaşlamakla birlikte, dünya ekonomisi içinden alınan pay ve üstlenilen rollerde pozitif bir değişim sürmektedir. Gücün tamamen Güney ve Doğu’ya kaydığını iddia etmiyoruz ama zenginlik ve refah paylaşımından Güney ve Doğu’nun da artık önemli bir pay almaya başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla birlikte, yalnızca refahtan alınan pay değil, yatırım yapılabilirliği ifade eden kredi derecelendirme pozisyonları da, hızlı bir değişim göstermektedir.

Son 44 yılın en düşük enflasyon rakamlarını yakalayan, IMF’ye borcunu ödeyip, şimdi de borç verebilecek duruma gelen Türkiye, farklı bir konuma ulaşmıştır. Türkiye’yi yeni durumda aldığı pozisyonun adı, huzur, istikrar ve güvendir. Tüm dünya, biraz geç de olsa kredi derecelendirme kuruluşları dâhil, Türkiye’nin başarılarını takdirle karşılamaktadır. Bu noktada, bizim en önemli gücümüz, sağladığımız güven olacaktır. 

Zira, güven olmayınca gerek yerli, gerekse yabancı iş dünyasının yatırım yapma iştahı olmaz. Faizleri istediğiniz kadar aşağılara çekin, kimse harcama yapmak istemez. İşte bunun örneğini bugün Avrupa, Amerika, Japonya yaşıyor.

Ancak Türkiye, yatırım yapmaya, yeni istihdam sağlamaya devam ediyor. Amerika’da, Avrupa’da istihdam rakamları düşerken, Türkiye’de artmaya devam ediyor. Zira, 2013’e, 2014’e hatta 2015’e güvenmeye devam ediyoruz. Bu yılın ikinci yarısı itibarıyla ekonomimizin daha da canlanmaya devam ettiğini hep birlikte göreceğiz. Yaklaşık bir yılı aşan bir süreden sonra, ilk defa etkin bir şekilde artma eğilimi gösteren kapasite kullanım oranları bu hususta ciddi bir sinyaldir. Ayrıca, kredi genişlemesine bağlı olarak, yılın diğer yarısında, 2012 yılından başlayarak, gereğinden fazla soğuduğunu düşündüğümüz iç talebin, büyümeye dengeli katkı sağlayacağını öngörmekteyiz.

Tabi ki, burada iş dünyası olarak bize, önemli bir görev düştüğüne inanıyoruz. Eğitim, yargı, kamu yönetimi ve bunların paralelinde, sanayi alanında rekabet gücünü ve verimliliği daha da arttıracak yapısal reformları, gündemde tutmaya devam edeceğiz.

Haziran ayı içerisinde “2013 Türkiye Ekonomisi Raporu”muzu kamuoyuyla yine burada, sizin aracılığınızla paylaşacağız. Raporumuzun detaylarını, burada açıklamayacağım, ancak, yukarıda bahsettiğim genel durumun bir fotoğrafının yansıtılacağını söyleyebilirim. Ayrıca, bu rapor çerçevesinde, çok değerli stratejik yaklaşımların ortaya konulacağını ifade edebilirim. 

İkinci boyut, büyümemizi hangi yolla sağlayacağımız konusudur. Türkiye için bu yol, öncelikli ihracat olarak görünmektedir. İhracat odaklı büyüme için, ihracat odaklı üretim birbirinden ayrıştırılamaz. Bizim vurguladığımız hassas nokta, temelde yatırımlarımızı arttırırken, gerçekleştirdiğimiz üretime bağlı olarak, ürünümüzü dünyanın her noktasına ihraç edebilmektir. Diğer bir ifade ile, tüm aşamalar ve süreçlerin, bir çarkın dişlileri gibi, birbirlerini destekliyor olmasıdır.

İhracatımızda, ülke ve bölge kompozisyonu, bu yüzden ayrı bir öneme sahiptir. Bildiğiniz gibi, 2012 yılında %12,6 artarak 152 milyar $’a ulaşan ihracatımızda Avrupa’nın payı, %39’a kadar gerilemiştir. Oysa, Ortadoğu ve Afrika’ya yaptığımız ihracatın %37’lik bir paya yükseldiğini görüyoruz. Diğer bir ifadeyle, artık Avrupa’ya sattığımız kadar, Ortadoğu ve Afrika’ya da ihracat yapmaktayız.

03-06 Haziran 2013 tarihlerinde, Başbakanımız ve 8 Bakanımız ile birlikte, MÜSİAD organizasyonuyla, Fas-Cezayir ve Tunus’ta olacağız. 200 kişilik bir işadamı heyeti ile bu bölgede önemli iş bağlantıları gerçekleştireceğiz.

Bununla yetinmeyerek, Kasım ayında Fas’ta, yaklaşık 3.500 iş insanın katılımı ile, IBF toplantımızı gerçekleştireceğiz. Gelenekselleşen Uluslararası İş Forumu (IBF) organizasyonlarımız, her zaman yeni iş ortaklıkları geliştirmenin kapılarını açmıştır. Bu fırsatı, iyi değerlendireceğiz.

Washington DC, Pekin ve Brüksel'in yanı sıra, Ortadoğu ve Afrika yaklaşımımız kapsamında, Cidde'de de temsilciliğimizi açmış olup, bunu Addis Ababa ve Moskova'nın takip edeceğini ifade etmek isterim. Bunu, gerçekten oldukça önemli buluyoruz. Biliyorsunuz daha 5 sene öncesine kadar Afrika'da 12 tane büyükelçiliğimiz bulunmaktaydı. Bugün bu sayı 34’e çıktı. Ticaret ataşeliklerimizin sayısı 3’e - 4’e katlandı.

Buralara gittiğimiz zaman, büyük teveccühle karşılanıyoruz. Önümüze yeni iş fırsatları açılıyor. Biz de MÜSİAD olarak, yeni temsilcilikler açarak, buralarda işadamlarımızın yeni açılımlar gerçekleştirmelerine destek veriyoruz. Hangi iş adamı oraya ihracat için gelmişse, ülkemiz adına ticaret yapmak istiyorsa, temsilciliklerimizin kapıları kendilerine daima açıktır.

Dış ticaret boyutunda, iki önemli meseleyi daha, yeni dönemdeki çalışmalarımızda takip edeceğimizi belirtmek isterim. Bunlardan biri Özel Ekonomik Bölgelerdir. Eski, Serbest Bölge Sisteminin terk edilerek, 2010’dan beri üzerinde durduğumuz, Özel Ekonomik Bölgelere geçişin sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Buralarda; ticaret, lojistik, iletişim ve sanayinin, çok daha geniş bir perspektifte ele alındığı, Bürokrasinin azaltıldığı, Fikri mülkiyetlerden, eğitime kadar her türlü hizmet ve mal ticaretinin olduğu, yeni ekonomik alanlar oluşturulmalıdır. Bu bölgeleri, aynı zamanda sanayimizin Orta Düzey Teknolojiden, Yüksek Teknolojiye geçişi açısından da, önemli buluyoruz.

Son olarak, rekabete dayalı ihracat, bizim 30 yıllık maceramızdır. Ancak, sıklıkla mal ihracatından bahsedilir. Şimdi, hizmetler ihracatımızı arttırmak yolunda neler yapmalıyız, bunları konuşmalıyız. Özellikle, yurtdışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetleri ihracımızı, kademeli olarak, 100 milyar dolarlara yükseltecek stratejiler gündemimizde olmalıdır. Yakın zamanda 13 Haziran’da MÜSİAD’ta, Sayın Bakanımız Zafer ÇAĞLAYAN’ın da katılımıyla, “Yurtdışı Müteahhitlik ve Müşavirlik Hizmetleri” çalıştayımızı gerçekleştireceğiz. 

Üçüncü boyut, ülkemizin potansiyelini yansıtmadığını düşündüğümüz, yatırım ortamının daha da iyileştirilmesidir. Bu, gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı yatırımlar için geçerlidir. Burada, yatırımlar için öngördüğümüz temel parametre, yapısal ve teknolojik dönüşüme imkân verdiği gibi, cari açığımızı azaltmamıza yarayacak, stratejik yatırımların gerçekleştirilebilmesidir.

Teşviklerin, reel sektör tarafından etkin bir şekilde değerlendirilebilmesi, işte bu yüzden büyük önem arz etmektedir. Ülkemize yönelik uluslararası yatırımların, geçici fon akışları şeklinde değil de, doğrudan sermaye yatırımları şeklinde gerçekleşmesi, cari açığın düşürülmesi hedefimiz açısından elzemdir. Bu noktada, yatırımlar açısından, kümelenme ve stratejik ortaklıklar oluşturmak son derece önceliklidir.

Biz de 2013-2015 döneminde özellikle temsil ettiğimiz sektörlerde buna yönelik çalışmaları önceledik. Şimdi, ilk olarak, inşaat yapı malzemeleri alanında bir küme kuruyoruz ve yakın zamanda, kurduğumuz kümenin, önemli miktarlarda ihracat yapar hale gelmesine yönelik çalışmalarımızı hayata geçireceğiz.

Dikkate alınması gereken husus, Suriye’deki gelişmeler ile barış sürecinin lehimize olacak şekilde çözüme kavuşmasıdır. Bu bağlamda, Genel Kurulumuz sonrasındaki ilk Yönetim Kurulu ve Şube Başkanları toplantımızı, özellikle Batman’da gerçekleştirdiğimizi belirtmek isterim. MÜSİAD’ın, uzun yıllardır bu bölgede faaliyet gösterdiğini ve barış sürecinin gelişimine çok daha öncelerden destek verecek şekilde çalışmalar yaptığını siz de biliyorsunuz.

Dördüncü boyut, Finansman kalitesinin geliştirilmesidir. Yenilikçi fikirlere ve Ar-Ge'ye dayalı, katma değeri ve rekabet gücü yüksek, markalı ürün ve hizmetleri önceleyen yeni yatırımlar ve üretimlerin, yeterli düzeyde ve arzu edilen koşullarla finansmana erişmesi, uzunca bir süredir söylediğimiz bir diğer husustur.

Sadece teminata dayalı finansman modeliyle, arzu ettiğimiz seviyede yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi, mümkün gözükmemektedir. Makul bir teminat karşılığında, fizibilitesi ortaya konulmuş yenilikçi projeler de, ihtiyaç duyulan finansmana erişebilmelidir. Ayrıca, büyük ölçekli yatırımlarda, orta büyüklükteki işletmelerin de, alt taşeron olarak değil, iş ortağı olarak, projelere dahil edilmesini sağlayacak mekanizmalar, mutlaka kurulmalıdır.

MÜSİAD olarak, bu hedefin paralelinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalarımızı hızlandırmaktayız. Önceki yıllarda gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge ve İnovasyon çalıştaylarının sunduğu stratejiler temelinde, gerek bilim ve teknoloji komisyonumuz, gerekse iş geliştirme, proje ve destekler çalışma grubumuz vasıtasıyla, yeni teknolojilere sunduğumuz destekler artarak devam edecektir.

Yatırımlarımızı etkileyebilecek önemli unsurlardan biri, tasarruf oranlarının düşük seviyelerde olmasıdır. Buna yönelik, yakın zamanda devreye alınan Bireysel Emeklilik uygulamaları ile tasarrufu teşvik eden diğer politikaların, “sert inişlere” sebebiyet vermeyecek düzeyde arttırılmasını istiyoruz.

Bu bağlamda, alternatif finansman modelleri üzerinde de, çalışmalarımızı arttıracağız. Özellikle, bu yılın sonlarına doğru, bir paydaşı olarak gerçekleştireceğimiz, “Alternatif Finansman Modelleri”ne yönelik uluslararası konferansın, bu konuda Türkiye’ye önemli yaklaşımlar getireceğine inanıyoruz.    

Hedef ve faaliyet planımızın beşinci boyutu, organizasyon yapımızdaki genişlemeyi sürdürmektir. Burada, yurtiçindeki temsilimizi 81 noktaya ulaştırmamızın yanı sıra, yurtdışında da, irtibat sayımızı 200’e çıkararak, temsil kabiliyetimizi genişletmek, hedeflerimiz arasındadır. 

Bazı çalışma önceliklerimizden bahsetmek isterim.

Birinci olarak, “İşinsanı Akademisi”ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu akademi, sürekli eğitim modeline bağlı olarak, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu tecrübe paylaşımını, tek bir merkezden yürütmek üzere kurulacaktır.  

İkinci öncelikli çalışma alanımız, “Bölgesel İş Geliştirme” toplantılarının daha da yaygınlaştırılmasıdır. Gerçekten, özellikle Anadolu’da iş dünyasının en temel ihtiyaçlarından biri, ticaret kanallarının açık tutulmasıdır. Geçen yıl başlattığımız bu uygulama, büyük bir teveccüh gördü. Yeni dönemde de, altı teşvik bölgesini esas alarak çalışmalarımızın dozajını arttıracağız. 

Üçüncü olarak, geçen yıl kurduğumuz “Girişimcilik Merkezi”mizde yaptığımız çalışmalar bulunmaktadır. Burada, genç girişimcilerimize ücretsiz ofis, ücretsiz eğitim ve mentörlük hizmetleri sunuyoruz. Yeni girişimlerin yeşermesi için çok önemli bulduğumuz bu çalışmayı, yeni dönemde de iş dünyamızın hizmetine sunacağız. 

Dördüncü olarak, bu sene Aralık ayı içerisinde, “Uluslararası Genç İşadamları Kongremizin” dördüncüsünü gerçekleştireceğiz. Gençlik Kurulumuzun gelenekselleşen bu organizasyonunda, 50 farklı ülkeden 1.000 genç girişimcinin ülkemize gelmesini hedefliyoruz.

Beşinci olarak, oldukça önemli gördüğümüz “sanayi-üniversite işbirliği”ni somut bir şekle büründürdüğümüz ve sayın Rektörümüzle yarın imzalayacağımız, “MÜSİAD-İstanbul Ticaret Üniversitesi İşbirliği Protokolü”nden bahsetmek isterim. Bu protokolle, hem çalışmalarımıza akademik destek sağlayacağız, hem de Uluslararası Rkonomi Kongresi, Ortak Ekonomik Araştırmalar, MÜSİAD MBA programı gibi çalışmaları birlikte yürüteceğiz.

Altıncı olarak, Sektör Kurullarımız, sektörün etkin tüm paydaşlarının katıldığı, “Sektör Zirvelerini” gerçekleştirecektir.

Yedinci olarak, özellikle Anadolu’daki üyelerimizin uluslararası ticaret kapasitesinin geliştirilmesi amacıyla, o şubemizin istediği sektörden ve istediği ülkelerden “nokta atış-alım heyetleri” getireceğiz. Burada, ilgili şubelerimizin karşılaştırılabilir üstünlüğü olan sektörleri, ön plana çıkarılacaktır.

Sekizinci olarak, büyük önem verdiğimiz SAMEKS Satın Alma Müdürleri Endeksi projemiz var. Burada, yaklaşık 600 üyemizden aylık derlenen veriler ile ekonomik gelişmeleri takip edebileceğimiz, akademik altyapısı güçlü bir endeks oluşturuyoruz. Şu an itibarıyla test çalışmalarımız devam etmektedir. Yakın bir zamanda MÜSİAD SAMEKS  Endeksimizi açıklamaya başlayacağız.

Dokuzuncu olarak, geleneksel Perşembe Toplantıları bulunmaktadır. Yeni dönemde, “dış ticaret”, “kamu ihaleleri”, “fikri mülkiyet” “özelleştirme”, “sosyal güvenlik” vb. konularda toplantılarımızı gerçekleştireceğiz. 

Onuncu olarak, araştırmalar ve yayın faaliyetlerimiz kapsamında “dış politika”, “afro-eurasian studies”, “eşitsizlik raporu” gibi ses getirecek yayınlarımız olacaktır. Bununla birlikte, alanlarında marka haline gelmiş olan Ekonomi Basını Başarı Ödülleri ve BİLTRONİK ödülleri de yeni sahiplerini bulmaya devam edecek.

Ve son olarak, kurumsallaşmaya alanında kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. MÜSİAD İtibar ve Algı Araştırmasını tamamladık. Geçtiğimiz Mart ayında 100 MÜSİAD’lı kanaat önderiyle “MÜSİAD’ın Geleceği Çalıştay”ı yaptık. İtibar ve Algı Araştırması ile, Çalıştay sonuçlarını bir araya getirdik. Türkiye’nin alanında söz sahibi profesyonelleriyle yeni bir projeyi hayata geçiriyoruz. MÜSİAD Marka Mimarisi’ni yeniden kuruyoruz. MÜSİAD’ın 22 yıllık değerini, kalitesini, birikimini yazılı bir kaynağa dönüştüreceğiz. Bunu bütün şubelerimizle paylaşacağız. Kısacası kurumsallaşmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin en değerli kurumlarından biri olan MÜSİAD’ın değerini ortaya koymaya devam edeceğiz. Bu değerin sembolü olacak bir Sosyal Sorumluluk Projesini de, en kısa zamanda sizinle paylaşacağız.

Adlarını ve MÜSİAD Yönetimine katkı sunacakları alanları sadece başlıklarıyla sıraladığım bu çok değerli heyet ve birlikte çalıştığımız Sektör Kurulu Başkanlarımız, senelerdir olduğu gibi bundan sonra da Türkiye’nin kalkınması için, Türk iş dünyasının zenginleşmesi ve bu zenginliği vatandaşlarıyla ve komşularıyla paylaşması için elinden geleni yapacaktır. Bu değerli kadroyla birlikte çalışmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek isterim.

Yeni Yönetim Kurulumuzun ve hedeflerimizin, başta ülkemiz olmak üzere, iş dünyamız ve MÜSİAD için hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Nail OLPAK

Genel Başkan


Paylaş:

YAPI VE SEKTÖREL HABERLER