Güneş enerjisinden kazanç teşviklerle mümkün

Yingli Solar Türkiye Müdürü Uğur Kılıç, Yeşil İş 2013’e konuştu
Güneş enerjisinden kazanç teşviklerle mümkün

Yingli Solar Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç, Yeşil İş 2013 – Sürdürülebilir İş Buluşması kapsamında düzenlenen “Fotovoltaikte Lisanssız Tüketimin Dünya ve Türkiye’deki Önemi” konulu oturuma konuşmacı olarak katıldı.

Uğur Kılıç, lisanssız tüketimde dünyadaki teşvik modellerinden örnekler vererek Türkiye’de uygulanması halinde getireceği faydalardan bahsetti ve “Güneş enerjisinden kazanç elde etmek verilecek teşvik oranları ile mümkün olacaktır” dedi.

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Yeşil İş 2013 – Sürdürülebilir İş Buluşması, “Değişim Zamanı” teması ile sürdürülebilir iş dünyasının liderlerini bir araya getirdi. 2012 yılını pazar lideri olarak kapatan dünyanın en büyük güneş paneli üreticilerinden Yingli Solar’ın Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç, buluşmanın ilk gününde düzenlenen “Fotovoltaikte Lisanssız Tüketimin Dünya ve Türkiye’deki Önemi” konulu oturuma konuşmacı olarak katıldı. Form Temiz Enerji Genel Müdürü Enis Behar’ın moderatörlüğünde yapılan oturumda Kılıç, özellikle ABD ve Avrupa’da lisanssız üretime yönelik teşviklerden, farklı teşvik modellerinden ve hangi iş modelli ile çalışmanın daha faydalı olacağı konularından bahsetti.

Teşvikler son kullanıcıyı desteklemeli

Konuşmasında elektriğin üretildiği yerde tüketilmesinin önemine vurgu yapan Uğur Kılıç, ABD ve Almanya’da güneş enerjisi ile lisanssız tüketime yönelik teşvikleri örnek gösterdi ve “Türkiye’de gerçekten öz tüketim desteklenmek isteniyorsa, sabit bir tarife garantisi verilmek yerine ticarethane, ev, okul, hastane, otel gibi son kullanıcıyı destekleyecek yönde tarifelerde değişiklik yapmanın faydalı olacaktır.” diye konuştu.

Üretim fazlası satılamıyor

Diğer ülkelerdeki lisanssız tüketim teşviklerinin özelliklerine ve farklarına değinen Kılıç, şu andaki yönetmelik nedeniyle Türkiye’deki projelerde üretilen elektriğin fazlasının satılamadığını belirtti: “Özellikle kayıp-kaçağın önlenmesi, verimliliğin artırılması, zirve zamanlarda maksimum enerjinin kullanılabilmesi açısından güneş enerjisi sistemlerinde mantık üretim yapılan noktada tüketimi gerektiriyor. Bu da aslında sistemin yükünü biraz daha hafifletip serbest piyasada üretilen elektriğin pazarlanması, satışı ya da öz tüketim modeliyle kullanılması gibi bir yolu açacaktır diye düşünüyorum. Fakat hem teknik altyapımız hem de bürokratik altyapı şu anda buna hazır değil.”

Akıllı sistemler kazanç sağlıyor

Oturuma katılan diğer konuşmacılardan SMA Solar Technology AG Satış/Pazarlama Müdürü Hakkı Karacoğlan, liberalleşen elektrik piyasasında son kullanıcıların da pay sahibi olabilmesinin, akıllı sayaçlar ve gelişmiş depolama teknolojilerinin kullanıldığı akıllı sistemlerden geçtiğini belirtti. Akıllı sistemlerin sunduğu avantajlarla öz tüketimin de ciddi oranda artacağını söyledi.

Yine Almanya örneğinden yola çıkan Uğur Kılıç, maliyet ve son kullanıcıya getirdiği kazanç açısından bakıldığında akıllı sistemlerin yer aldığı lisanssız projelerin daha kârlı olduğunu sözlerine ekledi ve “Bu belki nakit para olarak kullanıcıya dönmüyor ama bir tasarruf olarak faturanıza yansıyor ve uzun dönemde sabit tarife ile karşılaştırıldığında daha fazla kazancınız oluyor” dedi.

Lisanssız elektrik üretiminde bir devrim

Lisanssız elektrik üretiminde yeni kanunun çok büyük bir devrim yaptığını söyleyen Lisanssız Elektrik Üretimi Derneği - Lİ-DER Başkanı Yalçın Kıroğlu da “1 MW olarak sınırlanmış olmakla beraber, şebekeye satmamak suretiyle biz bugün 10 MW'lık sistemi de lisanssız olarak kurabiliriz. Bu çok büyük bir devrim Türkiye'de” dedi.

Yeni yönetmelik sektörü geliştirir

Türkiye’deki bürokrasinin lisanssız elektrik üretiminin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyleyen Yalçın Kıroğlu, yeni yönetmeliğin sektörün önünü açabilecek düzenlemeler içerdiğini belirtti. Yeni yönetmelikte lisanssız elektrik üretiminin 500 kilovattan 1 megavata çıkartılması ve tesislerin devredilebilmesini gibi olumlu düzenlemeler olduğunu söyleyen Kıroğlu, öz tüketimin en hızlı gelişebileceği alan olan ev kullanımının önünde iki engel olduğunu sözlerine ekledi: “Bunlardan bir tanesi projelendirmeden oluşan maliyet. İkincisi ise KDV. Bu pazarın önünü açmak için belli bir tutara kadar KDV istisnası yapılması gerekir. Çünkü bireysel kullanıcının ödediği KDV'yi geri tahsil edebilecek mekanizması yok.”


Paylaş:

YAPI VE SEKTÖREL HABERLER