Perakende Günleri’15, sektörün nabzını tutmaya devam ediyor

Perakende Günleri’15 ikinci gününde de ilgiyle takip ediliyor.
Perakende Günleri’15, sektörün nabzını tutmaya devam ediyor

Sabahki oturumlarda, Türk yatırımcılar için Orta Doğu’daki fırsatlardan fark yaratmaya, yerel değerlerin öneminden ülke gündemine ve dijital illüzyonlara kadar bir çok konu ele alındı.

Perakende Günleri’15, ikinci gününün sabah oturumlarında; Katarlı perakende grubu Aura Retail CEO'su Ayman Al Jamil, Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, RetailNext'ten Oriol Brichs & Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, Tchibo Gmbh Gıda-Dışından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Şenay Küçük Tanşu & KRN Mimarlık Kurucusu, İç Mimar Sinan Kuran’ı ağırladı.  

Katarlı perakende grubu Aura Retail CEO'su Ayman Al Jamil, ‘Ortadoğu’da Türkiye Perakendesi için Fırsatlar’ konulu konuşmasına Katar’ın siyasi açıdan istikrarlı ve dünyanın en yüksek gayri safi milli hasılasına sahip ülkesi olduğunu vurgulayarak başladı. Al Jamil; “Franchise odak noktamız. Katar siyasi istikrarın hakim olduğu, dünyanın milli geliri en yüksek ülkesi. Nüfus ve perakende sektörü büyümeye devam ediyor. 15’ten fazla AVM var ve bunlar uzun vadeli projeler” dedi.

Körfez Bölgesi hakkında bilgi veren Al Jamil, bölgedeki siyasi istikrarı, artan genç nüfusu, satın alma gücünün yüksek, gümrük vergilerinin düşük olmasını ve serbest ticaret alanlarının varlığını yatırımcılar için fırsatlar arasında saydı. Bölgede yerli bir ortak ile iş yapma zorunluluğu olmasına rağmen inisiyatifin yabancı yatırımcıya bırakılması sebebiyle yabancı yatırımcıların kendi modellerini rahatlıkla uygulayabildiklerini vurguladı. 

Al Jamil sözlerine şöyle devam etti: “Körfez ülkeleri kendi yerel markalarına sahip değil ancak Türkiye bunu çok uzun yıllar önce yaparak kendi lokal markaları ile gelişti. Türk yatırımcılar, bölgeye hem coğrafi hem de iklim ve kültürel olarak yakın olmaları sebebiyle büyük bir fırsata sahipler. Zaten gelen markalar çok başarılı işler yapıyorlar. Türk markaları franchise modeline uygun yapılandılar.”

Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özarkan ‘Bir Diş Sarımsakla Fark Yaratmak’ isimli konuşmasında, Çin sarımsağı karşısında rekabet edemeyen ve kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Taşköprü sarımsağının 13 ülkedeki Metro raflarına ve Michelin yıldızlı şeflerin mutfaklarına uzanan hikayesini paylaştı.

“Damak tadımız sıradanlaşıyor”

Perakende sektörünün sattığı ürün ile farklılaştığına dikkat çeken Özerkan, “Müşterilerimize sunduğumuz en büyük değer, ürünlerimiz. Dünya nüfusundaki artış, üretim üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. 2050'ye kadar dünya nüfusunun 9,1 milyara ulaşması bekleniyor. Dünyadaki gıda üretiminin de bu artan nüfusu karşılaması için yüzde 60 oranında artması gerektiği öngörülüyor. Üretim üzerindeki artan baskı ve değişen üretim metodları, toplumsal hassasiyetleri de beraberinde getiriyor. Tüketicilerin sağlıklı beslenme ile ilgili endişeleri artıyor. Damak paletimiz gitgide daralıyor. Bugün 32 adet koyun çeşidimiz varken, yakın bir gelecekte Adana kebap ve hamburgerde kullanılan et aynı olacak. Çünkü bölgelere göre evrimleşerek adapte olmuş hayvan ırklarımız yavaş yavaş yok oluyor. Bir gün bütün peynirler Ezine peyniri olacak, ama Ezine peyniri artık Ezine peyniri olmayacak. Ve tek bir peynir çeşidi herkese yetmek zorunda kalacak. Farklılıklar yok olacak" dedi.

Türkiye'nin topraklarının zenginliğinin ve coğrafi işaretli ürünlerin, farklılaşmak için büyük bir fırsat yarattığını gördüklerini belirten Özerkan, Taşköprü sarımsağının hikayesini paylaştı. Yerel üreticilere eğitimler vererek GAP sertifikası almalarını sağladıklarını, gerçek tohum ve doğru üretim metodlarını bir araya getirerek üretimdeki verimliliği artırdıklarını belirten Özerkan, "Artık Taşköprü sarımsağı 13 Metro ülkesinde satılan, Michelin yıldızlı şeflerin mutfaklarında, hak ettiği yerini alan bir ürün haline geldi" diye konuştu.

“Ekonomik danışmanlık almak yetmez”

Perakende Günleri’nin katılımcıları arasında yer alan Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, oturumlar sırasında söz alarak; iş dünyasının yol haritasını, stratejilerini belirlerken ülke ve dünyanın siyasi ekonomik konjonktüründen bağımsız hareket edemeyeceklerinin altını çizdi. Arıboğan; “İş adamlarımız ekonomik danışmanlığın yanı sıra siyasi danışmanlık da almalılar. Siyaseti doğru okumak gerekir. Örneğin; İŞİD bir kurgu ve durumu değiştiren bir hareket değil, ancak Rusya’nın Suriye’ye girmesi durumu değiştirecek bir gelişme. Bulunduğumuz coğrafi konum gereği ise bu olaylar bizim kaderimiz. Rusya hava savunma sistemini Akdeniz’e getirmiş. Rusya kendi İsrailini yaratıyor. İŞİD birçok politika için anahtar sağladı. Rusya sıcak denize İran, Irak, Suriye üzerinden açılım hattı oluşturmuştur. Stratejik hedef için şu an açıklamalar agresif ve yüksek sesli” dedi.

Dijital teknoloji ile sihri buluşturan dünyaca ünlü siber – illüzyonist Marco Tempest; mühendis, animatör ve programcıların işbirliğiyle dizayn edilen şovunda sihirbazların insanların gözlerini değil beyinlerini yanılttığını örneklerle gösterdi.

Tempset’in illüzyonun yaratıcı bir araç olarak kullanımını, imkansız gibi görünen senaryoları hayata geçirmek ve gelecek teknolojilerini öngörmek için nasıl kullanılacağını da gösterdiği şovu katılımcılardan büyük beğeni topladı.

 


DİĞER HABERLER