Steelife GM. Bülent Aydın Depreme karşı alınabilecek önlemlerin başında çelik yapıları kullanmak geliyor!

Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de hızlı bir kentsel dönüşüm için hafif çelik yapı sisteminin vazgeçilmez olduğunu söyleyen Steelife Genel Müdürü Bülent Aydın: 3 ayda 1000 konut üretmeye hazırız
Steelife GM. Bülent Aydın Depreme karşı alınabilecek önlemlerin başında çelik yapıları kullanmak geliyor!

Steelife’ın Genel Müdürü Mimar Bülent Aydın, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıldönümünde çelik yapılara dikkat çekerek, “Ülkemizde depreme karşı alınabilecek önlemlerin başında çelik yapıları kullanmak geliyor” dedi. Aydın, 3 ayda 1000 konutluk üretim kapasiteleri ile kentsel dönüşümün hızla tamamlanmasına katkı sunabileceklerini vurguladı.

Türkiye’deki ilk hafif çelik binayı 2000 yılında üreten Vefa markası Steelife’ın Genel Müdürü Mimar Bülent Aydın, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden geçen 14 yıl boyunca Türkiye’nin çelik yapılar alanında dünya ölçeğinde çözümler sunabilme noktasına ulaştığına dikkat çekti.Depreme karşı en güvenli yapı sistemi olan hafif çelik yapı sisteminin yüksek izolasyon değerleri, estetik ve konforlu çözümleri ile kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesi için vazgeçilmez olduğunu kaydeden Aydın, hızlı bir kentsel dönüşüm için de hafif çelik yapıyı önerdi.

Çelik yapı sisteminin bir sanayi ürünü olarak her anı kontrol edilebilen ve hatayı minimuma indiren üretimi sayesinde çok önemli bir alternatif olarak öne çıktığını söyleyen Bülent Aydın, neredeyse tamamı deprem kuşağında yer alan Türkiye’de çelik yapı sisteminin çok daha yüksek bir potansiyeli olduğunu düşündüklerini kaydetti. Ancak Türkiye’de bu potansiyelin yeterince kullanılmadığını vurgulayan Aydın, “Ülkemiz çelik üretiminde dünya sıralamasında 11'inci, Avrupa'da 3'üncü sırada yer alıyor. Türk çelik endüstrisinin kapasitesi yılda 7 ila 10 milyon metrekare inşaat alanı üretebilecek seviyede olmasına rağmen, ülkemizdeki konutların sadece %0,5'inde çelik kullanılıyor. Sanayi yapılarında kullanılan yapısal çeliği de eklediğimizde ancak %5’lere ulaşabiliyoruz. Oysa bu oran Amerika ve Kanada’da %50’lere, İngiltere, İskandinav ülkeleri, Fransa ve Almanya gibi çelik kullanımının yaygın olduğu Avrupa ülkelerinde ise yüzde 30 ile yüzde 60 oranlarına çıkıyor. Türkiye’de hak ettiği ilgiyi görmeyen hafif çelik yapı sistemine yurtdışındaysa büyük bir ilgi var. Bu durum bizi daha fazla ihracat odaklı çalışmaya teşvik ediyor ve bunun karşılığını da alıyoruz” dedi.

Gabon ve Venezuela’nın tercihi hafifçelik yapı sistemi

Kentsel dönüşüm planlaması yaparak bunu hayat geçirmek isteyen ülkelerin hafif çelik yapı sistemine büyük bir ilgi gösterdiğini anlatan Mimar Bülent Aydın, Orta Afrika ülkelerinden Gabon’un, ilk kentsel dönüşüm projesinde hafif çelik yapı sistemini tercih ettiğini hatırlattı.Aydın, “Gabon’da Ulusal Kalkınma Planı’nın en önemli ayaklarından biri olan kentsel dönüşümün 564 konutluk ilk projesini sadece 6 ay içinde tamamlayacağız” dedi. Projenin başkent Libreville’in toplu konut alanı olarak belirlenen Angondje bölgesinde gerçekleştirildiğini belirten Steelife Genel Müdürü Aydın, toplam 50 bin 615 metrekarelik alan üzerinde inşa edilen projenin %65’nin tamamlandığını ve 2 ay içinde teslim edileceğini kaydetti. Bülent Aydın, “5 ayda tamamlanan Güney Amerika ülkelerinden Venezuela’daki proje ise 4 katlı binalardan oluşuyor. 1+1,2+1 ve 3+1 daire tiplerinin yer aldığı 55 bloklu projedeki toplam konut sayısı ise 880” diye konuştu.

“Kentsel dönüşümü yaşam dönüşümü olarak ele almak gerekiyor”

Az katlı yapılar ile sokaklarında gökyüzünün görülebildiği estetik, konforlu yaşam alanları vaat eden hafif çelikyapı sisteminin alternatifleri ile kıyaslanamayacak kadar kısa sürelerde inşa edilebildiğini ve böylece dönüşümün hızla gerçekleştirilebildiğini vurgulayan Aydın, 3 ayda 1000 konutu üretebilecek kapasiteye sahip olduklarının altını çizdi. Aydın, “Bu kapasite, Türkiye’deki diğer üreticilerin kapasiteleri ile birleştiğinde bu alanda ülkemizi dünyada söz sahibi konumuna getiriyor. Buna rağmen hafif çelik yapı üreticileri olarak klasik yapı sistemlerinin gerekliliğini hiçbir zaman sorgulamadık. Dünya çapında kabul görmüş yapı sistemlerinin tümünün doğru projelendirme ve doğru uygulama yöntemleri ile ihtiyaçlara göre doğru şekilde tercih edilmesi gerektiğini söylüyoruz.Özellikle az katlı yapılarda çoğunlukla çelik yapı sisteminin tercih edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Çelik yapıların kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesine de katkı sunabileceğini belirten Bülent Aydın, “Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş pek çok ülkede şehir merkezine yakın ama şehrin dışında müstakil ve az katlı olarak konumlandırılmış yaşam alanları görüyoruz. Bizim de kentsel dönüşümü bir yaşam dönüşümü olarak ele almamız gerekiyor” dedi. Aydın, kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesi için konutların yanı sıra okul, hastane, kamu binaları gibi sosyal yaşam alanlarının inşasında da hafif çelik yapı sisteminin kullanılabildiğini sözlerine ekledi.  

“Çelik, her türlü zemine uygun bir malzeme”

Teknolojik altyapı ve yüksek standartlar ile üretilen çelik binaların kuruldukları günkü dayanıklılığını ömürleri boyunca aynı değerde sürdürdüğünü ve klasik sistemlere göre 5 kat daha iyi ısı izolasyonuna sahip olduğunu söyleyen Mimar Bülent Aydın, çeliğin ahşaptan 21 kata kadar, betonarmeden ise 10 kat daha esnekolduğuna dikkat çekti. Çelik binalarda taşıyıcı sistemde kullanılan çeliğin klasik sistemlerde kullanılan malzemelere göre 9 kat daha hafif olması sayesinde bina yükünün de az olduğunu ve böylece deprem güvenliği açısından risk taşıyan zeminli bölgeler dahil her türlü zemine uygun yapılar inşa edilebildiğini söyleyen Aydın, “Çeliğin özgül ağırlığı taşıdığı yüke oranla küçüktür. Böylece hem hafif hem de daha yüksek mukavemetli yapılar ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde depreme karşı alınabilecek önlemlerin başında çelik yapıları kullanmak ve kullanımını teşvik etmek gelmektedir” görüşünü kaydetti.


Paylaş:

YAPI VE SEKTÖREL HABERLER