Enerji paketi 'kaş yapayım derken göz çıkarmasın'

Elektrik enerjisi üretimi amacıyla 2023 yılına kadar değerlendirilmesi planlanan linyit ve taş kömürü kaynaklarının neden olabileceği emisyon artışlarının, Türkiye’yi zor durumda bırakabileceği bildirildi
Enerji paketi 'kaş yapayım derken göz çıkarmasın'

 

Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Seçilmiş Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu:

“Yeni enerji politikalarında taşımacılık sektörüne yönelik açıklanan önlemlerin, elektrik üretimi gibi farklı sektörlerde gerçekleşecek yapısal dönüşümlerle tamamlayıcı olarak desteklenmesi gerekli”

-Başkan Kumbaroğlu, “Türkiye’de yüzde 25 emisyon azaltımı sağlayan elektrikli araç, Norveç veya İsveç’te yüzde 98 oranında azaltım sağlardı” diyerek elektrik üretimindeki karbon yoğunluğunun düşürülmesinin önemini vurguladı

Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Seçilmiş Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, taşımacılıkta elektrikli ve hibrit araçları özendirme çalışmalarını takdirle karşılamalarına karşın, bu araçların enerjisini kömürden alacak olmasının çevresel açıdan arzu edilen sonucu getirmeyeceğini belirtti. Kumbaroğlu, elektrik enerjisi üretimi amacıyla 2023 yılına kadar değerlendirilmesi planlanan linyit ve taş kömürü kaynaklarının neden olabileceği emisyon artışlarının, Türkiye’yi zor durumda bırakabileceğinin de altını çizdi.

Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı yeni ekonomi paketinde yer alan dönüşüm programları kapsamında enerji konusuna öncelik verilmesinin sevindirici olduğunu, ancak belirlenen hedeflere ulaşılmasının başka dönüşümlerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Başkan Kumbaroğlu, özellikle taşımacılık sektörüne yönelik açıklanan önlemlerle ilgili, şunları kaydetti:

“Açıklanan eylem planlarına bakıldığında toplu taşımacılığın özendirilmesi, elektrikli ve hibrit araçlara vergi avantajı getirilecek olması, başka ülkelere örnek teşkil edebilecek yenilikçi ve modern bir dönüşümün önünü açıyor. Türkiye’nin bugünkü elektrik üretim kompozisyonunu göz önünde bulundurursak elektrikli bir araç benzinli bir araca göre 100 kilometrede yaklaşık 3,5 kilogram karbon emisyon tasarrufu sağlıyor. Kilometre başına karbon salımında ise, yüzde 25 oranında azalma görülüyor. Elektrik üretiminde karbon yoğunluğunun azalması bu oranı olumlu, artması ise olumsuz etkileyecektir.”

Kömürden elde edilen elektrik üretiminin yaygınlaşması sonucu elektrikli araçların emisyon avantajının ortadan kalkabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Kumbaroğlu, bu durumun dezavantaja dönüşebileceğini ifade etti. Yenilenebilir veya nükleer enerji üretiminin elektrikli araçların emisyon avantajlarını belirginleştireceğinin altını çizen Başkan Kumbaroğlu, “Örneğin Türkiye’de yüzde 25 emisyon azaltımı sağlayan elektrikli araç, Norveç’te veya İsveç’te olsa yüzde 98 oranında azaltım sağlardı” diyerek elektrik üretimindeki karbon yoğunluğunun düşürülmesinin önemini vurguladı.

Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ne göre bilinen tüm linyit ve taşkömürü kaynaklarının 2023 yılına kadar elektrik enerjisi üretimi amacıyla değerlendirilmesi hedefini anımsatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Eğer bu durum gerçekleşirse taşımacılık sektöründeki dönüşüm programı ülkemizin sera gazı emisyon artışını hızlandırabilir. Bu da iklim değişikliği ile ilgili uluslararası müzakerelerde Türkiye’yi zor duruma düşürebilir. Dolayısıyla eylem planlarında taşımacılık sektörüne yönelik açıklanan önlemlerin, elektrik üretimi gibi farklı sektörlerde gerçekleşecek yapısal dönüşümlerle tamamlayıcı olarak desteklenmesi gerekli” dedi.


DİĞER HABERLER